top of page

ÇARESİZ KUNDUZLAR

  • Seher Bozkurt
  • 13 Haz 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 15 Haz 2024

Yazar: Seher Bozkurt

Editör: Sevde Dilruba Ünyeli


ree

Kunduzlar genellikle su kenarlarında, mağaralarda veya kovuklarda yaşar. Suda oyun oynamayı, yeni keşifler yapmayı ve en çok da nehrin derinliklerinde vakit geçirmeyi severler. Ama bu kunduz bir başka. Tavşan dişleri olan sevimli mi sevimli yaratık, yumuşacık tüyleri ve cana yakın bakışlarıyla ormanın masumiyet dolu ruhunu temsil ediyor. Dallar arasında dans ederken etrafındaki herkesi sıcacık bir gülümsemeyle karşılıyor ve her zaman yardım etmek için hazır. Tam bir orman aşığı.

Kunduz Pinto gün doğumunun ışıklarıyla uyanır, ormanın gizemli atmosferinin tadını çıkarır. Yumuşak yosunların üstünde yürüyerek ya da daldan dala zıplayarak ilerlerken kuşların melodilerine eşlik eder. Ormanın derinliklerindeki nehirlerin çağlayan sesleri ona huzur verir. En çokta canı turna balığı yemek istediğinde ve arkadaşlarını özlediğinde suya doğru yönelir.

Kunduz Pinto'nun canı bir gün yine turna balığı ister. Bunun üzerine hemen Fırtına Fil ile görüşmesini iptal eder. Çünkü aklına turna balığı düştüğünde gözü başka hiçbir şey görmez. Görmediği gibi de hemen, "Ne de olsa havuzda daha suyum var içine girdiğimde az da olsa nehrin kıyısında gibi hissediyorum," der.

Kunduz Pinto, “Az gittim, uz gittim. Dere tepe düz gittim,” diyerek nehre doğru yol almaya başlar. Aradan iki saat, iki dakika geçer ama Kunduz Pinto bir türlü varacağı yere varamaz. Kendi kendine düşünür. "Halbuki her zaman iki saat, iki dakikada geliyordum. Ne oldu bana böyle, yoksa yaşlanmaya mı başlıyorum?" der. Ta ki diğer kunduz arkadaşlarını görene kadar.

Kunduz Pinto bazı arkadaşlarının bir yerde su biriktirmeye çalıştığını fark eder. Birinin hemen başka su kaynağı arayışlarına girdiğini, birinin ise hoplamaktan zıplamaktan yorulduğunu, bir diğerinin bayıldığını, birinin de belki suyu hissederim diye takla ata ata çamurlara bulandığını görür.

Arkadaşları, Kunduz Pinto'yu görünce hemen yanına koşarlar. "Ne yapacağız biz böyle, su olmadan nasıl yaşayacağız?" derler. Sorulara dayanamayıp hemen çözüm üretmeye başlar. Kunduz Pinto, "Su yoksa ormanda yaşarız. Haydi hep birlikte ormana!" der. En büyük kunduz, “Nasıl olur? Biz susuz yaşayamayız," der. “Siz orasını merak etmeyin, bana bırakın.” Kunduzların hepsi birden "Sana güveniyoruz Kunduz Pinto, iyi ki varsın,” diyerek ormanın yolunu tutarlar.

Yolda yürürken Kunduz Pinto anlatmaya başlar. Bu zamana kadar hiç kimseye bundan bahsetmemiştim. “Artık söyleme vakti geldi de geçiyor sanırım. Siz benim ormanda doğup büyüdüğümü mü sandınız? Evet, ormanı çok seviyorum, tam bir orman aşığıyım ama bunun için de çok çaba harcadım tabii ki," der. Meğerse Kunduz Pinto ormanı çok sevdiği için kendine havuz yaparak nehrin içinde gibi hissetmeye çalışırmış.

Tam üç saat, üç dakika içinde Kunduz Pinto'nun malikanesine gelirler. Kunduz Pinto, havuzdaki suyun az geleceğini fark edince hemen Fırtına Fil'i çağırır. Her zamanki gibi arkadaşı gelerek hortumu ile havuzu doldurur. Bir yandan da Kunduz Pinto'nun arkadaşları ile tanışmaya başlar. O esnada havuz aynı nehirdeki sular gibi çoğalır. Havuzun dolmasıyla birlikte bütün kunduzlar havuza girer. Hep bir ağızdan, "Ohh be yaşasın, yaşasın kendimize gelmeye başladık. İyi ki varsınız,” diyerek Fırtına Fil'e ve orman aşığı olan Kunduz Pinto'ya teşekkür ederler.

Kunduz Pinto arkadaşlarına, "Ormana yavaş yavaş alışmanız için ilk önce havuzda durun. Gün içinde birkaç dakikalığına dışarı çıkın. Daha sonra birkaç saat susuz kalmayı deneyin. Siz zamanla ormana ayak uydurmaya başladığınızda hep birlikte ormanı keşfederiz. Her zaman suda yaşayacak değiliz ya," der.

Bunun üzerine ormanda devasa bir kunduz tahtı, rengarenk işlemelerle yapılmış, yatakları olan bir Kunduz Kraliyeti kurulur. Sonunda da mutlu mesut yaşarlar.

 

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page