VAZONTİ KÖYLÜ KELİME SATICISI
- Merve Kalyoncu
- 13 Haz 2024
- 3 dakikada okunur
Yazar: Merve Kalyoncu
Editör: Derya Özgenç

Merhaba, ben bir kelime satıcısıyım. Evet, yanlış duymadınız kelime satıcısı. Dünyada daha önce böyle bir meslek var mıydı? Bunu bilemem ama sanırım bu mesleği yapan ilk kişi benim. Nasıl mı oldu?
Bundan uzun uzun yıllar önce, dinozorların cirit attığı, yanardağların ateşlerini her yere sıçrattığı, T-rexlerin koca koca sivri dişleri ile avlarını aradığı ve volkanik patlamalar sonucu oluşan tepeciklerin olduğu bir yerde… Diye devam etmek isterdim ama bunlar benim tamamen kafamdan uydurduğum hayallerimden ibaret.
Vazonti köyündenim ben. Yaz tatilini köyde geçirmek için babaannemin yanına gittiğimizde unutkanlık hastalığına tutulduğunu öğrendik. Pamuk şeker gibi yanakları, renkli renkli tülbentleri, dizlerini ısıtsın diye yünden yapılmış dizlikleri vardı. E tabi her babaanne gibi zeytin gözlerinde gözlükleri. Hele bir bastonu vardı ki ucunda at başı ile bayağı havalı gözüküyordu. Ben de onunla yaşlı taklidi yapar ve oyunlar oynardım. Bizim köyümüzün havasından mıdır bilmem ama herkesin yanakları pamuk şeker gibidir. Kalpleri de öyle. Birbirlerini çok severlerdi, merhametli ve yardımseverlerdi. Babaannemin unutkanlıkları başlayınca köylüler ona çok destek olmuştu. Ben de ona bir kelime defteri yapmaya karar verdim. Bu sayede babaannem unuttuklarını oradan okuyup tekrar hatırlamaya çalışıyordu.
Evimize döndüğümüzde etrafımızdaki insanların da bazı şeyleri unuttuklarını fark ettim. Ben de kendime bir kelime defteri yapmaya karar verdim. Böylece babaannem gibi belki onlara da yardımcı olabilirdim. Özellikle bazı şeylerin hep daha çok unutulduğunu fark ettim. Mesela;
KELİME DEFTERİM
Hoşgörü: Yapılan yanlış veya kötü davranışları anlayışla karşılayarak affetme, sert ve katı hükümlü olmama.
Nezaket: Başkalarına karşı saygılı ve kibar davranma.
Merhamet: Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma.
Yardım: Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma. Bir ülkeye veya birine bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri; destek.
İşlerin daha etkin ve verimli olabilmesi için sağlanan katkı; destek
Sabır: Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden bekleme.
Cesaret: Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven.
Şükür: Allah’a duyulan minneti dile getirme. Mutlu bir olay veya durumdan, yapılan bir iyilikten duyulan hoşnutluğu bildirme.
Liste böyle uzar giderdi işte.
Küçük bir el arabamız vardı. İnsanları kırmadan unuttuklarını hatırlatmanın bir yolunu buldum. Arabayı saksıda rengârenk çiçeklerle doldurdum. Hepsinin altlarına kelimeleri, anlamlarını ve uygulayabilecekleri örnekleri yazdım. Çıktım sokağa, başladım bağırmaya: Satılık çiçekli kelimelerim var. Buyurun efendim. Hoşgörü, sabır, şükür, cesaret çiçekli kelimelerim var, daha ne isterseniz var.
Seyyar satıcı olur da kelime satıcısı olur mu? Dercesine insanlar camlardan bakmaya başladılar.
-Evladım neymiş bu çiçekli kelimeler bakalım?
-Efendim buyurun, aşağıya gelin lütfen istediğinizi birlikte seçelim.
-Tamam tamam geldim, evladım nasıl oluyor anlat hele?
-Efendim bunlar kelime çiçekleri. Bunları sulamanın ve büyütmenin bir şartı var. Altlarında yazan kelimeleri ve örnekleri görüyorsunuz. Bunları yaptıkça çiçeğinizi hafif sulayacaksınız ve bu sayede çok sağlıklı bir şekilde büyüyecek, rengârenk çiçekler açmaya devam edecek.
Teyze enteresan bir şekilde yüzüme bakarken, “Sevdim bu işi, hadi ver oradan bana sabır ile nezaket çiçeğini,” dedi. İlk satışımı yapmıştım. İnsanlık için belki küçük ama benim için büyük bir adımdı.
-İyi günler teyzeciğim, güle güle kullanın. Ben her çarşamba saat 14.00‘te buradan geçeceğim inşallah ve yeni yeni kelime çiçekleri getireceğim.
Yavaş yavaş arabamın etrafı insanlarla dolmaya başladı. Birbirlerine kelime çiçeklerini soruyor ve fısır fısır konuşuyorlardı. Sen hangisini aldın? Sen ne aldın? Kimisi nezaket, kimisi hoşgörü ve kimisi de şükür çiçeğini aldı. Herkese talimatları tek tek anlattım. Bayağı yorucu bir gündü ama işe yaramıştı.
Akşam yumuşacık yorganıma ve yastığıma sarılırken önce babaannemi, sonra kelime çiçeklerini düşündüm. Yeni kelimeler ve çiçekler hazırlamaya devam etmem gerekiyordu. Kafamda hayallerimle yorgunluktan çoktan uyuyakalmıştım. Peki, siz insanlara hangi kelime çiçeklerini hatırlatmak istersiniz?