top of page

UFAK BİR TAMİR MESELESİ

  • Ayşegül Konak
  • 20 Şub 2024
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Ayşegül Konak

Editör: Müge Özer

Şef Editör: Behice Kavak


ree

"Köy sakinlerinin dikkatine, Tamirci Tahsin köy meydanına vardı gari. Gırık döküğü olanla köy meydanına gelivesin!" diyen muhtarın anonsunu duyunca sevinçten havalara uçup uçup geri geldim. Kaç gündür dört gözle Tamirci Tahsin’i bekliyordum. Tamir edilmesi gereken çok önemli bir şey vardı. Acele acele köy meydanına indim. Tahsin büyük tamirci çantasını açmış, köy sakinlerini bekliyordu.

Birkaç kişi sıraya girmişti bile. Arkadaşım Orhan da sıradaydı.  Elinde sayfaları ayrılan bir defter vardı. Hemen ben de sıraya girdim. En yakın arkadaşım Orhan bir haftadır benimle tek kelime etmemişti ama ben şansımı tekrardan denemek istedim ve “Merhaba Orhan” dedim. Hiç ses yoktu. Kapı duvar! Orhan, "Hıh!" diyerek omuzunu silkti ve kafasını öteye çevirdi. Haklıydı. Okulda oyun oynarken sinirlenip çok kötü kelimeler söylemiştim. Kırmıştım onu.

Tahsin tamirata başladı. Sıradaki ilk kişi bacağı kırık bir sandalye getirmişti. Tahsin çantasından çekiç balığı ve birkaç tane çivi çıkardı. Çivileri, balığın burnunun yardımıyla bir güzel çaktı. Sandalye eskisinden sağlam oldu. Sandalyenin sahibi parayı kanguruya uzattı. Kanguru parayı kesesine koydu ve yine kesesinden para üstü çıkarıp geri uzattı. Yoksa siz Tahsin’i sıradan bir tamirci mi sandınız? Böyle sanmanız beni üzer. Tahsin sıradan bir tamirci değildir ve köy köy dolaşan muhteşem yetenekli bir ekibin başındadır.

Sıradaki kişi elektrikli bir süpürge getirmişti.

— Heç eyi çekmeyo bu Tahsin. Hanım söylenip duru. Bi bakıvecen mi?

Tahsin süpürgeyi aldı. Elinde evirip çevirdi ve “Hımm,” dedi. Sonra filin kulağına bir şeyler söyledi. Fil köyün çeşmesine gitti ve ağzı suyla dolu bir şekilde geri geldi. Süpürgenin borusunu aldı ve hortumuyla suyu borunun içine kuvvetlice püskürttü. Top halindeki bir çift çorap pırt diye borudan fırlayıverdi. Sıradakiler neşeyle güldü bu olaya.

— Dimek bu gada basit bişemiş. Hay Allah razı olsun be Tahsin.

Sıra tam önümde duran Orhan’a gelmişti. Defteri uzattı.

— Bunun sayfaları dağılıyor.

Tahsin, sayfaları birbiri üstüne güzelce topladı. Sonra ibibik kuşunu çantadan çıkardı. İbibik kuşu sivri gagasıyla sayfaların kenarına minik delikler açtı. Tahsin, elindeki kocaman iğne iplikle sayfaları güzelce birbirine dikti. Orhan defteri aldı ve suratıma bile bakmadan gitti.

Nihayet sıra bana gelmişti.

— Ee elin boş. Neyi tamir edeceğiz?

— Kırık bir kalbi.

— Anlamadım.

— En iyi arkadaşımın istemeden kalbini kırdım. Tamir etmemiz lazım.

Tüm hayvanlar ve Tahsin birbirlerine şaşkınlıkla baktı. Tamir edilmesi en zor şeylerden biriydi insan kalbi. Karga atıldı ve bir fikri olduğunu söyledi. Hemen beyaz güvercinin numarasını tuşladı ve durumu anlattı. Güvercinin konuşmasını büyük bir sakinlikle dinledikten sonra telefonu kapattı ve yengecin kulağına bir şeyler fısıldadı. Yengeç meydandaki çiçeklerden küçük bir demet yaparak hoplaya zıplaya yanıma geldi ve buketi uzattı.

— Kardeş, güvercinin dediğine göre bu çiçekleri arkadaşına vermeli, gözünün içine bakmalı ve candan bir özür dilemeliymişsin.

"Bu mu yani?" diye geçirdim içimden. Zaten denemekten başka bir çarem de yoktu. Orhan’a gittim ve gözlerinin içine baktım. Çiçekleri uzattım. O an kalbimden ılık ılık duygular geçti. Bütün samimiyetimle özür diledim. Orhan biraz nazlandı ama sonra dayanamayıp boynuma sarıldı. İkimizin de gözünden birer damla yaş düştü. O anda bir sürü beyaz güvercinin göğe doğru havalandığını hayal ettim. Ya var ya şu Tahsin ve ekibi hakikaten on numara! 

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page