SİSLERİN ARASINDAKİ DEFTER
- Kadriye Hafif

- 1 Haz
- 3 dakikada okunur
Yazar: Kadriye Hafif
Editör: Sevde Dilruba
Çizer: Sena Akıncı

Furkan’ın ayakları soğuk taş zeminde yankılanıyordu. Nefesi hızlanmıştı. Sis, depoyu ağır bir perde gibi sarmıştı. Birkaç adım ötede Emir, kırmızı kaplı defteri sırıtarak elinde tutuyordu.
—Senin sırlarını okumak eğlenceli olacak Furkan!
Furkan’ın içi ürperdi ama geri adım atmadı. O defter yalnızca yazılarla dolu değildi, onu o yapan her şey oradaydı. Geri alamazsa kimliğini de kaybedecekti.
Furkan, on iki yaşında; uzun boylu, dalgalı, koyu kahverengi saçlara sahip, içine kapanık bir çocuktu. Annesi öğretmendi. Babası ise bir mühendis. Furkan kendini hep dışlanmış hissediyordu. Özellikle Emir ve çetesi yüzünden. Emir ve arkadaşları, Furkan’ı uzun zamandır hedef alıyordu. Onun sessizliğini, kitaplara olan düşkünlüğünü, teneffüslerde yalnız oturuşunu alay konusu yapıyorlardı. Çantasını defalarca saklamış, bazen sert şakalar yapmışlardı. Ama en kötüsü, şimdi en özel sırrına el uzatmış olmalarıydı.
Furkan, bunları ailesine anlatmayı hiç düşünmemişti. Çünkü anlatsa da değişen bir şey olmayacaktı. Annesi okuldan yorgun dönüyor, babası bilgisayar başında kayboluyordu. Onlar için Furkan’ın sessizliği bir sorun değildi. O kendi kendini idare eder, diyorlardı hep. Ve o da gerçekten öyle yapıyordu. Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer defterini çalmışlardı. Onun için en değerli şeyi.
Tam o anda, rafların arasından tuhaf bir fısıltı yayıldı. Camdan buz gibi bir rüzgâr esti. Duvarda gölgeler kıpırdadı. Emir ve arkadaşları irkilerek geriledi. Furkan’ın tüyleri diken diken oldu ama içindeki korku yerini tuhaf bir hisse bıraktı. Burası farklı bir yerdi. Yıllardır kaybolan şeyleri saklayan bir gölge dünyasıydı ve o defter ona aitti. Ani bir çatırtıyla paslı tabelalar sallandı, tozlu raflar titredi. Emir çığlık atarak defteri yere düşürdü. Ardına bakmadan kaçtı. Furkan, defteri hızla kaptı ve sisin içine daldı. Yalnızca Emir’in korku dolu sesi değil, sallanan tabelalar ve sislerle dolu, korku filmini andıran bir ortam da arkasında kalmıştı. O gece eve döner dönmez günlüğünü açtı ve hayatının en ilginç sayfasını hemen yazdı. Belki de kelimeler yalnızca hayal değil, gerçekti. Furkan artık sessiz bir çocuk değil, kendi kaderini yazan bir delikanlıydı.
Furkan, ertesi sabah okula gittiğinde Emir’in sırasının boş olduğunu fark etti. İçinden iyi oldu, diye geçirdi. Belki de bir daha onunla uğraşmayacaktı. Ama ikinci gün, üçüncü gün… Emir hâlâ yoktu. Sınıftakiler fısıldaşıyordu.
—Nerede acaba?
—Belki hastalandı.
Onun yokluğu huzur vermeliydi ama Furkan’ın içini garip bir his kapladı. Acaba o gece depoda yaşananlar Emir’i bu kadar mı korkutmuştu? Birkaç gün sonra merakına yenik düşüp Emir’in evine gitti. Apartmanın önünde tereddütle durdu. Ya Emir onu görürse? O sırada pencereden gelen hıçkırık sesleri onu şaşırttı. Perdenin aralığından baktığında Emir’i yatağında kıvrılmış, titrerken gördü. O kocaman, zorba Emir, şimdi küçücük bir çocuk gibiydi. Tam geri dönmek üzereyken Emir’in babasının öfkeli sesini duydu.
—O sandığın anahtarını bulamazsak her şey bitti demektir!
Furkan’ın aklında bir şimşek çaktı: anahtar! O gece depoda, Emir kırmızı defteri alırken cebinden bir anahtar düşürmüştü. Furkan onu alıp cebine koymuş, sonra unutmuştu. Ertesi gün, anahtarı alıp Emir’in kapısını çaldı. Kapıyı açan Emir, Furkan’ı görünce donakaldı. Furkan anahtarı uzatırken şaşkınlıktan kekeliyordu.
—Sen… Sen neden buradasın?
—Bunu o gece düşürmüşsün. Sanırım senin için önemli.
Emir’in gözleri doldu. Bu, babasının sandığının kayıp anahtarıydı. Furkan’ı içeri davet etti. Sandığı açtıklarında içinden eski bir defter çıktı. Sayfaları çevirirken Emir’in yüzü aydınlandı.
—Babaannemin bana anlattığı masallar… Bunları okumayı çok isterim.
Babasının iş yerinin hesap defteri de oradaydı. Yanlışlıkla buraya koymuştu. Bir hızla koşup defteri babasına verdi. Babası teşekkür etmek yerine Emir’e yine bir ton kızdı. O an Furkan, Emir’in neden bu kadar kızgın, zorba biri olduğunu anladı. Emir utana sıkıla Furkan’a döndü.
—Aslında… O gece senin defterini almak istememin sebebi babamın bana hiç zaman ayırmamasıydı. Hep iş, hep sorunlar… Bana sadece kızar. Ben de…
Sesini alçalttı.
—Ben de öfkemden etrafımdakilere bağırıp durdum.
Furkan gülümsedi.
—Bence artık bağırmana gerek yok. Belki bu defterdeki masalları birlikte okuyabiliriz.
Emir’in gözleri parladı. Belki de her şey düzelebilirdi. Emir, ertesi hafta okula döndüğünde Furkan’ın yanına oturdu. Sınıftakiler şaşkınlıkla onlara baktı. Zorba Emir, şimdi Furkan’ın en iyi arkadaşı olmuştu. Teneffüste koştururken Emir Furkan’a döndü.
—O sisli gece iyi olmuş. Yoksa senin gibi bir arkadaşım asla olmayacaktı.
İki eski düşman, şimdi en yakın dost olmuşlardı.