top of page

NEDEN MARDİN

  • Özge Erkal
  • 17 Ağu 2024
  • 2 dakikada okunur

Yazar: Özge Erkal

Editör: Zeliha Kılıç


ree

  Gecenin sonu yaklaşırken, şafağın ilk ışıklarının bile giremediği kalelerin arasından usulca süzüldü iki güvercin. Kanatlarında dolaşan ürpertiyle birlikte konuşmadan en yüksek kaleye doğru uçuyorlardı.

 Kalenin en küçük penceresine konduklarında sessizliği Beyaz Kanat bozdu.

- Sence onu görebilecek miyiz?

- Pencerelerden birinin açılmasını beklemeliyiz. Ancak o şekilde kaleye girebiliriz.

Sivri Gaga’nın sesi heyecanlı, bakışları tedirgindi. Güvercinler bir süre bekledikten sonra sol üstteki pencere açıldı. Birkaç kanat çırpışıyla pencereden içeri girdiler. Sonunda günlerdir konuşulan Pers kralının oğlu karşılarındaydı.

Güvercinlerin şehri yüksek kalelerle doluydu. Havası temiz, insanları iyiydi. Yıllardır ferah içerisinde bir yaşam sürmekteydiler.

Ta ki Pers Kralı hasta oğlunu kalelerden birine getirene kadar. İnsanlar işlerini bırakıp sürekli bunu konuşur olmuşlardı. Kral, oğlu burada iyileşirse bütün halkı kıymetli eşyalara boğacağını söylüyordu. İnsanlar bu duruma kendilerini öyle kaptırmışlardı ki civardan şifalı otlar toplayıp kalenin önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlardı.

Güvercinler kendilerine eskisi gibi taze yem veren insanları bulamayınca, börtü böcek avına çıkar olmuşlardı. Eee bu durum çok da kolay olmamıştı onlar için. Çünkü yazın tam ortasıydı ve güneş gökyüzüyle birlikte yeryüzünü sıcak bir örtüyle sarıyordu.

Beyaz Kanat ve Sivri Gaga tam da bu durumu çözmek için iş başındaydılar. Onlara yuva olan bu kaleler şehrini terk etmek istemiyorlardı.

Yatağında solgun bir şekilde yatan prensin, güvercinleri görünce yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Sivri Gaga olan biteni anlatmaya başlayınca, esas adı Mardin olan kralın oğlunun, bir güvercinle konuşabildiğini düşündükçe yüzündeki solgunluk yerini parıltılı bir simaya bıraktı.

-Sizin için çok üzgünüm. Fakat bu halimle size nasıl yardımcı olabilirim.

Mutlaka yapılacak bir şey vardır, dedi Beyaz Kanat ümitle.

Mardin, biraz düşündükten sonra aklına gelen bir fikirle doğruldu.

- Aslında iyileşmeme yardımcı olacak bir şey varmış. Babamla hekim konuşurken duymuştum. Yalnızca kraliçe arının topladığı polen tozu. Onu bulabilirseniz ben sağlığıma kavuşurum siz de yemlerinize.

Güvercinler birbirlerine baktılar. Belki başka güvercinler için kraliçe arının iğnesine denk gelmeden bunu başarmak zor olabilirdi ama Sivri Gaga için bu iş devede kulaktı. O yanına ne yaklaşırsa yaklaşsın, son saniye bile olsa uçmayı başarırdı.

Kaleden ayrılan güvercinler, bal kılavuzu kuşların yön göstermesiyle bir arı kovanından polen tozunu alıp kalenin penceresinden içeriye bırakmışlardı. Kısa bir süre sonra söylentiler dört bir yanda dolaşmaya başlamıştı.

Kralın oğlu Mardin iyileşmiş, kral şehrin bütün kalelerini yenileyip, her haneye hediyeler göndermişti. Her bir hediyenin arasında ise bir çuval güvercin yemi vardı.

Beyaz Kanat ve Sivri Gaga en yüksek kaleye tekrar uçtuklarında, pencerece kenarında bir notla karşılaştılar. "Sevgili güvercinler, size teşekkür etme fırsatı bulamadım.

Dediğin gibi Beyaz Kanat, her zaman yapılacak bir şey vardır. Kim derdi ki güvercinler beni iyileştirecek. Umarım benim ismimle aynı anlamı taşıyan bu kaleler şehrinde uzun yıllar mutlu yaşarsınız."

Efsanelerde anlatılan hikâyelerin yanında yeri alan bu hikâye çok konuşulmuştu. O günden sonra şehrin adının Mardin olarak kaldığını söyleyenler olmuştu. Çoğu insan şehrin yüksek yapılı ve kalelerden oluşmasından dolayı bu ismi aldığını savunsa da güvercinler yavrularını bu hikâyeyle uyutmaya devam etmişlerdi.

Yolunuz bir gün Mardin şehrine düşerse, güvercinlere taze yem vermeyi unutmayın. Kim bilir aralarından size bu hikâyeyi anlatmak isteyen bir güvercin çıkıverir. Belki içlerinden birileri Beyaz Kanat ya da Sivri Gaga’nın torunudur.

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page