top of page

MUHTEŞEM LEZZET - DONDURMA KÜLAHLARI

  • Yasemin Kaçar
  • 17 Kas 2023
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Ara 2023

Yazar: Yasemin Kaçar

Editör: Azize Sultan Kömürcü

Şef Editör: Behice Kavak

ree

Sevgili dondurma tutkunları, artık dondurma sadece tabaklarda veya bardaklarda değil, aynı zamanda külahlarla da yenilebilecek! Belki de şu anda "külah" kelimesini duyduğunuzda aklınıza başka bir şey geliyor ama durun! Çünkü bu külahlar farklı! Bu külahlar, kâğıttan yapılmış leblebi veya çekirdek koyduğumuz kaplar değil. Ayrıca, başınıza giydiğiniz bir şey de değil. Bu külahlar, tadı gerçekten de harika olan gofret benzeri bir yiyecektir. Üstelik içine dondurma doldurularak yenilebiliyor. Külahın mucidi, İtalyan göçmeni İtalo Marciony'dir ve bu enfes lezzeti 1896 yılında Amerika'nın New Jersey eyaletinde icat etmiştir. Biz de bu benzersiz lezzeti merak edip, kendisiyle bir röportaj yapmak için Amerika’ya kadar gittik.

Saygı değer İtalıo Marciony öncelikle bizimle bu söyleşiyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Kendinizden bahseder misiniz? Kaç yılında ve nerede doğdunuz?

Öncelikle Osmanlı gibi değerli bir devletten benimle görüşmek için buraya kadar geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Ayaklarınıza sağlık. Ben 21 Aralık 1868’de Peaio da dünyaya gelmişim.

İyi ki gelmişsiniz. Özellikle dondurmaya asla hayır diyemeyen dondurma dostları olan çocuklar ve bizler de tabii sayenizde yeni bir lezzetle karşılaştık. Gelecekte de zannediyorum bu lezzetiniz hâlâ yaşıyor olacak ve adınızı tüm dünya konuşacak.

Çok teşekkür ederim. Belki de yıllar sonra daha farklı tatlar ile de buluşturulursa ne mutlu bana.

Peki, bu dondurma külahını nasıl ve neden ürettiniz?

Limonlu buz satışı yaparken hızla gelişiyorduk ama bardakları yıkamak zaman alıyordu ve kırılıyordu. Bir gün kâğıttan külahı katladım ve içine buz koydum ama bu sefer de müşterinin çöplerini toplama sorunu oldu. Bende yenebilecek bir hamur olsa diye bir düşünce hâsıl oldu. Araştırdım ve koni şeklinde hamurları üretecek de bir makine geliştirdim. Böylelikle dondurma külahı ortaya çıktı. Çalışmalarım sonucunda 1896 yılında dondurma külahını icat ettim. Patentini 10 gün önce yani 13 Aralık 1903’te aldım.

Patenti aldığınıza çok sevindim. Peki, dondurmalara ev sahipliği yaptığınıza ya da dondurmaların esvabı denebilecek bu külahları icat ettiğinize göre dondurmanın tarihi hakkında da sizden bilgi alabilir miyiz?

Beni güldürdünüz ne güzel bir benzetme oldu ev ve esvap. Dondurmayı ilk keşfedenin kim olduğunu söylemek imkânsızdır. Ben de merak ettim ve birçok hikâye okudum, duydum.

Buzlu yiyeceklerin kökeni bilinmemekle beraber Yaklaşık 4000 yıl önce Mezopotamya’da Fırat Nehri havalisinde buzhaneler olduğu tespit edilmiş. Mısır firavunların da Nil havzasında buna benzer soğuk hava depolarının olduğu bilgisi ile karşılaştım.

M.Ö. 5. veya 4. yüzyılda Antik Yunan'dan Atina'da buz kâseler içinde meyve karışımları satılırmış. Çünkü Hipokrat, antik Yunan ahalisini, "vücut sağlığına ve refaha faydalı” sözü ile buz yemeye teşvik edermiş.

Bu bilgiyi ben de ilk defa duydum. Çocuklar bu bilgiye ulaşırsa büyüklerden dondurma yeme izni alırken zorlanmayacaklardır.

Kesinlikle, ölçülü yendiği zaman hiçbir faydalı yiyecek zarar vermez diyelim yine de. Hikâye çok. Aklıma başka gelenler; Büyük İskender’in Asya seferi Sırasında kâseler içinde donmuş bal, süt karışımından oluşan tatlılar yenirmiş. Dünyanın en uzak kösesi Çin’de M.Ö. 200 civarında, dondurulmuş süt ve pirinç karışımı kullanılırmış.

13. yüzyılın meşhur seyyahı Marco Polo, Çin'e gittiğinde mevsiminde ahalinin buz ve süt karışımı bir gıda yediğini görünce bu metodu Avrupa'ya götürmüş, böylece Avrupa dondurmayla tanışmış. Oysa bir Avrupalının bunu öğrenmek için Çine gitmesine gerek yoktu. Balkanlarda ve Anadolu’da buz kullanarak meyve ve içecek tüketilirmiş ve buna Anadolulular “Karsanbaç” dermiş.

Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yüksek düzlüklerden toplanan bunların kalırlarsa nakledilerek mahzenlerde depolanır yoğunlaştırılmış üzüm suları, şerbet, pekmez ile karıştırılıp son çıkan dondurmaya benzer tatlılar yapılmış. İstanbul’da 15. ve 17. Yüzyıllar arasında Eyüp’te kar biriktirme çukurları varmış. Buraya, “Kar Yağdı” tepesi de denirmiş yani burası Piyer Loti kahvesinin bulunduğu İdris köşkü tepesi. İnsanlar buradan diğer kışa kadar kar temin ederlermiş, bu da gelir kaynağı tabii ki.

Osmanlı sarayı ve İstanbul için Bursa Uludağ’dan deniz yoluyla kar ve buz getirildiği bilinir. Özellikle Ramazan-ı Şerif ayı yaz mevsimine denk gelirse şehre büyük miktarda sevkiyat olur. Padişah anneleri ve hanımları bir kısmını halka ücretsiz olarak dağıtırlarmış.

Bir Mevlevi dedesi olan Ali Eşref Dede’ye ait, “Ali Eşref Dede’nin Yemek Risalesi” adlı eserinde üç çeşit dondurma tarifine rastladım. Bunlar süzme aşure dondurması (sütsüz), şekerden dondurma elmasiye(sütsüz) ve süt dondurmasıdır.

1676 da Paris’te iki yüz elliye yakın dondurmacı olacak kadar gelişmiş olduğunu da duydum.

İngiliz ev hanımı Hannah Glasse, “Mükemmel Tatlıcı” adlı kitabında dondurma tariflerine yer verdi. 1846 yılında bir ev hanımı Amerikalı Nancy Johnson elle çalışan ilk dondurma makinesini imal etmiş.

Baltimoreli sütçü Jacob Fussel 1851 yılında satamadığı fazla sütlerini doldurarak depolandığı için tarihte ilk seri dondurma üreticisi olduğu ileri sürüldü.

1874 yılında ABD’de dondurmanın içine nelerin konulabileceği kanunla tespit edilmeye başlandı.

Oldukça zengin bilgi sahibisiniz efendim. Bizim devletimiz olan Osmanlı hakkında bilgi sahibi olmanıza çok mutlu oldum. Umarım tüm dünyada bu lezzetli külahlarınız yayılır ve özellikle çocuklar sevgiyle yerler. Bu güzel bilgiler ve bu güzel icadınız için size tüm dünya adına özellikle çocuklar adına çok teşekkür ederim. Barışla kalın.

Umarım tüm dünyaya yayılır. Ben de teşekkür ederim bana değer verip buraya kadar geldiğiniz için. Devletinize çok selamlar. Barışla ve sevgiyle kalın.

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page