top of page

MOR BAŞLIKLI KIZ İLE PİNOKYO

  • Fatma Tülin
  • 17 Kas 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Ara 2023

Yazan: Fatma Tülin

Çizer: Kübra Ceylan

Editör: Elif Ertürk

Şef Editör: Behice Kavak

ree

Bir düş gördüm düşümde,

Düştüm hemen peşine.

Hiç düş de kaçar mıymış,

Düşüp dizini ovar mıymış?

İnanmamazlık etmeyin,

Hele durun bir dinleyin.

Düş düşüp şaşalarken, dizini ovalarken,

Bir de baktım ne görsem, Sarman’mış cebime giren.

Kuyruğunu tuttum, bıyığını burdum,

Öteki cebimden iki dev çıkardım.

Tangır tungur dediler,

Bir sandık getirdiler.

Bizi de içine tıktılar, denize fırlattılar.

Cambur cumbur giderken, "Ne edelim ki?" darken;

Biçtim düşten elbise, giydirdim sarı kediye.

Elbise pek yakıştı, Sarman masala alıştı.

Yedik masalları doyduk, kalanı sizin sofraya koyduk.

Buyurun hemen toplanın, sıcaktır soğumasın.

Artsın da eksilmesin, taşsın da dökülmesin.

Artanı kediler yesin, masallar hiç bitmesin.

Sarman da yiyip doyduysa,

Sobanın dibine kıvrıldıysa,

Beklemeyelim biz daha, haydi başlayalım masala…

Bir zaten varmış, iki hep oradaymış.

ree

Bizim mor başlıklı kızın, ninesi yine hastalanmış.

Takmış sepeti koluna, başlamış söylenmeye:

“Neden herkes beni, saf bir kız sanıyor anne?

Çiçeklere dalmış da yolumu kaybetmişim;

Kurda hemen inanıp ninemin adresini vermişim!”

“Aldırma bu sözlere,” dedi gülerek anne,

“Yola çıkıver hemen, pek acıkmıştır nine.”

Mor başlığını takıp düştü yola bizim kız,

Papatyaları kokladı, hiç toplamadı yalnız.

Derken karşısında, belirdi upuzun bir burun,

Hemen tanıdı onu, bu burun Pinokyo’nun.

Yıllar evvel tanışmışlardı, bir büyük toplantıda.

Masal kahramanları, hepsi aynı notada,

Demişlerdi ki: “Hakkımızda söylenen her şey yalan!

Düzeltilsin bu yanlış, bıktık bu masallardan!”

Pinokyo da o zaman, demişti ki: “Ah burnum…

Sandığınız gibi değil, hastalıktan bu durum.”.

Yapıldığı ağaçta, vardı bir tür hastalık,

Ondan uzardı burnu, istemeden ve sık sık.

Bizim kızı görünce, bir gülümsedi önce,

Dedi “Nereye böyle, ah yine mi ninene?”

Kız sinirliydi zaten, verdi cevabı hemen:

“Ancak bir oduna yakışırdı zaten,

Lafa girivermek, bir merhaba demeden!”

Pinokyo afalladı, bir cevap bulamadı.

Derken kız devam etti, hızını alamadı:

“Peki sen de o koca burnun, uzamasın daha da,

Diye mi dolaşıyorsun, bu kimsesiz ormanda?”

ree

Pinokyo çok üzüldü, yanaklarından yaş süzüldü:

“Dürüst bir çocuğum ben, yalandan nefret ederim hem!”

Kız hâlâ öfkeliydi, dili de pek sivriydi.

“İspatla o zaman,” dedi, “bir yalan söyle madem.”

Pinokyo istiyordu, bu sivri dilli kıza bir ders vermek:

“Sen papatyalara dalıp kurda inanan saf bir kızsın demek!”

Kız hem üzgün hem öfkeli kalakaldı öylece,

Dişlerinin arasından, fısıldadı öfkesi galip gelince:

“Hangi kurdun harcıymış, beni mideye indirmek?”

Pinokyo anladı ki, durum pek tehlikeli,

“Aman dur nolur,” dedi, “Bir bakıver burnuma,

Söyledim koca bir yalan, ama var mı hiç uzama?”

Mor başlıklı kız durdu, duydukları doğruydu.

ree

Ah şu Pinokyo yok mu, haylaz fakat onurluydu.

“Peki o zaman,” dedi, “Sanıyorum ödeştik.

Gel dost olalım artık, çakalım mı bir beşlik?”

Kol kola girdiler de düştüler ninenin yoluna.

Kurtla karşılaştılar yolun hemen sonunda.

Onu da davet ettiler börek çörek yemeye,

Nine de bir sütlü kahve, yapıverdi hepsine.

Güldüler eğlendiler, sohbeti pek sevdiler.

Hiç ayrılmamak için, birbirlerine söz verdiler.

Bu masal da bitti böyle, pek mutlu bir son,

Beğenirseniz devamı gelir, belki bir dahaki sezon

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page