top of page

Koca Kafalı Yetişkinler

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Köroğlu
    Elif Köroğlu
  • 4 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 5 Ara 2024

Yazar: Elif Köroğlu

Editör: Gamze Güneş

ree

 "Lakırtı, takırtı, şakırtı, fıkırtı, şokurtu, fokurtu," diye başlayan cümlelerin devamında şu zamana kadar kulaklarımı tıngırdatan bir cümle gelmedi. Böyle cümleler genellikle evdekiler konuşmaya başlayınca kulağıma gelen sesler. Bu ailenin sekiz kişilik bir aile olması, evimizde her kış vakti dumanı tüten bir sobanın olması, sobanın üzerinde yanan tükürüklü mandalina kabukları, camdan "tak tuk" seslerinden sonra içeri giren ağaçkakanın evcil hayvanımız olması ve onun pislettiği yerleri doğduğumda kulağıma, "Ağaçkakanın kakalarını sen temizleyeceksin," demişler gibi her seferinde benim temizlemek zorunda kalmam, dedemin dürbünle gökyüzünden düşen bir kar tanesi gördüğü anda evdekilere yeşil renkli kaşkoller örmesi ve ip yumaklarını çevirmek zorunda kalmam benim tercihim değildi. Yine o, "Nereye kaçarsam kaçayım dedemin ipi ve ağaçkakanın kakaları benimle gelecek," düşüncesi beynimi sobadan çıkan dumanlar gibi sarsa da bu sefer kendime kaçacak bir delik buldum.

Komşumuz Tijen Hanım -babam kibar erkeklerin hanım demesi gerektiğini söylüyor- geçen gün çöpün yanına birkaç kere kullandığı için bıktığı şapkayı, yenisini alana kadar da dışarı çıkmayacağını kapı gıcırtısına benzeyen sesiyle mahalleye duyurdu. Bizene senin tekrar dışarı çıkmayacağından, bizene senin rengârenk, birbirinden güzel tüyleri olan şapkandan? Şapkandan bizene yani? Demek ki o, bu durumun bizi ilgilendirmesini istiyor, o zaman ben de rengârenk tüyleri olan bu şapkayı alabilirim. Şapkayı elime aldım, işaret parmağımla çevirmeye başladım. Kumaşını inceledim, tüylerini yokladım. Şapka o kadar iyi durumdaydı ki bunu ağzı ördek gagasına benzeyen Timur Amca’ya satsam iyi para kazanabilirim. Şapkayı denedim, kafama biraz büyük gelse de bu koca kafalı yetişkinlere tam olurdu. Şapkanın üzerine sıktığı çilek kokulu şekerli parfüm, sabah yediğim kahvaltıyı midemden çıkartmadan ben bu şapkayı elden çıkartmalıydım. Timur Amca’nın yanına gidip şapkanın nadir bulunan ağaçkakan tüylerinden yapıldığını, kumaşının ise yurt dışından gelen bir tüccarın getirdiğini söyleyip şapkayı ederinden tam üç katı fiyatına sattım.

Cebimde paranın var olması, kalbimde bir heyecan uyandırdı. Adımlarımı daha sağlam basmaya başladım. Aklıma, “Bundan sonra neden çöplerin etrafındaki eşyaları bir nadir eser koleksiyoncusu olarak Timur Amca’ya satmayayım ki?” düşüncesi geçti. Böylece kazandığım paraları biriktirip ailemin yanından kaçabilecektim. Bundan sonraki günlerim hep çöplerin yanından bir kaplumbağa yürüyüşüyle geçip etrafındaki eşyaları toplamakla geçti. Ta ki ona denk gelene kadar…

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page