KETÇABA BULANMIŞ GOFRET GİBİ
- Rabia Nur Ballıoğlu
- 25 Nis 2024
- 3 dakikada okunur
Yazar: Rabia Nur Ballıoğlu
Editör: Behice Kavak

Çaydanlık Sokağı’ndaki ağaca asılmış o kâğıtla başladı her şey. Bu bir ilandı. Fakat sıradan bir ilan değildi. Ketçaba bulanmış gofret gibi saçma bir rüya ile uyanan kıvırcık saçlı küçük bir kızın yapıştırdığını gören de olmamıştı. İlanı görenler gülüp geçtiler. Fotoğrafını çektiler. Sosyal medyada paylaştılar. Fakat bu gülünç ilanın karşılık bulacağını düşünemeyecek kadar sıkıcıydılar. Onlar gece yatağa yattıklarında hayal kurmak yerine yarın ne satın alacağını düşünen insanlardı. Marketlerde satılan portakal suyuna benziyorlardı. İçlerinde portakal olmayan yalnızca portakal aroması olan meyve suları. Riri ise hayallerle yaşayan ve neşesini yetişkinlere bulaştırmayı kutsal bir görev sayan küçük bir kızdı. İlanı astığı gün ve sonraki günler dünyada hiç bir şey değişmedi. Bir şey hariç. Riri’nin rüyaları.
Ah size hâlâ ilanda ne yazdığını söylemedim, öyle değil mi? Affedersiniz, ilan şöyleydi:
“Rüyacı aranıyor! İstediğim rüyaları bana gösterecek bir rüyacı! İletişim: Çaydanlık Sokak kırmızı kapılı yeşil evin sarı pencereli odası. Acil!”
“Ah tabii ki de rüyacı diye bir şey yok.” Dürüst olmak gerekirse bende böyle düşünmüştüm. Bir bakıma haklı da çıkmıştım. Fakat işte o gece Riri’nin penceresinden bir ses duyuldu. Tak tuk tık! Elinde evrak çantası ve üzerinde pamuk şekerli ceketiyle baş parmağım kadar bir yaratıktı.
Boğazını temizledi ve şöyle dedi:
- Hayırlı geceler ve tuzlu rüyalar efendim. Hep tatlı insanın içini bayıyor diye duymuştum. Öncelikle rüyacı diye bir şey yoktur.
- Size bir bakıma haklı çıktığımı söylemiştim.
- Ben rüya cini Roli. Cinles Üniversitesi rüya tasarımı ve uygulaması bölümü mezunuyum. Yeni mezun oldum ve rüya sınavında atanamadığım için işsizdim. Onca yıl okuduktan sonra sınava girmek o kadar saçma ki. Yani beni anlıyor musun? Şey gibi saçma… Şey…
Etrafına düşündüğü anlaşılan bakışlar fırlatmaya başladı. Riri salyangoz kabuğu gibi açılmış gözleriyle imdadına yetişmişti.
- Ketçaba bulanmış gofret gibi! Hah, evet kesinlikle! Nerede kalmıştım. Evet herhangi bir insanın rüyasına atanamadığım için rüya tasarım atölyesi açmayı düşünüyordum. Ama sonra ilanını gördüm. Ve pamuk şekerli ceketimi giyebileceğim bir iş görüşmem olduğu için çok sevindim. Ah sahi, şimdiden söyleyeyim soğanlı menemenli rüyalar göstermiyorum.
Riri hızlı hızlı kafa salladı.
- Evet, kesinlikle menemen soğansız olmalı!
Gördüğünüz gibi ziyadesiyle acayip bir rüya cini ile karşı karşıya gelmişti Riri. O gece Riri ve Roli el sıkışıp anlaştılar. Sonra Roli evrak çantasını açtı. Bazı evrakları imzalayacağını sanan Riri çantadan çıkan pamuk şekerli teki olmayan çorap karşısında şaşırdı kaldı. Roli çorabın kokmadığını, yalnızca bir kere giydiğini söyleyerek yastığının altına koyması için Riri’yi ikna etmeye çalıştı. Sonra rüya malzemelerini belirlemek için Riri’nin çalışma masanın başına geçtiler. Aslında Riri en sevdiği çizgi filmin devamını göstermesi için Roli’ye kakaolu süt yaptı. Ama Roli kakaolu sütü midesine indirdikten sonra çok fazla şey izlemenin hayal gücünü ve beyin hücrelerini öldürebileceğini anlatıp “Sonra derslerime neden odaklanamıyorum?” diye boşuna ağlamaması gerektiğini söyledi. Neyse ki hayal gücünü çok seven Riri hemen ikna oldu. Malzemelere biraz karahindiba, tereyağlı kızarmış ekmek, tavşanların yaşadığı bir kasaba, pijamalı peri kızları, yıldızlı gökyüzü ve bol macera ekleyen Riri, tasarımı ve gösterimi Roli’ye bırakıp derin bir uykuya daldı. O gece Riri’nin rüyasında neler gördüğünü ben dahil kimse bilmiyordu. Ama yüz ifadelerinden anladığım kadarıyla bütün gece muhteşem bir maceranın içindeydi.
Sabah uyandığında mutluluktan 30 diş sırıtıyordu. 32 değildi çünkü iki dişi eksikti ve gülüşü kapısını tüm şakalara açmış bir eve benziyordu.
- Ne muhteşem bir rüyaydı. Tıpkı… tıpkı şey gibi… Çikolata sosuna bulanmış gofret gibi. Keşke hep böyle rüyalar görsem. Oysaki daha dün ketçaba bulanmış gofret gibi bir rüya görmüştüm. Hayal gücüm nihayet ipleri eline almış olmalı.
Evet o sabah çaydanlık sokağındaki kırmızı kapılı evden çıkan Riri hiçbir şey hatırlamıyordu. Taranmamış kıvırcık saçlarını sallayıp neşeyle şarkı söyleyerek okula giderken rüzgarın üflemesiyle önünden geçip giden kağıdın kendi rüyacı ilanı olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu. Ne de olsa yeryüzündeki dengenin korunması için bazı şeylerin unutulması gerekiyordu.
Roli ne mi yapıyor? Anlaşma karşılığında Riri’nin kumbarasını kırıp verdiği parayla tavşan kasabasında yaşamaya gidiyor. Tabii kokuşmuş, pamuk şekerli çorabını almayı unutmadı. Ben tüm bunları nereden mi biliyorum? O da benim sırrım olsun. İyi geceler ve biraz tuzlu, biraz da tatlı rüyalar.