KALPSİZ MİYİZ?

YAZAR: AYŞE KEVSER CAN

EDİTÖR: YAĞMUR KARACAN

Negatif duyguları hissetmemek için tüm insanlığın kalplerini aldırdığı bir dünyada kalbi olan tek kişi sen olsaydın, ne yapardın? Diğer insanlara uyum sağlamak için kalbini aldırmaya boyun eğer miydin yoksa ne pahasına olursa olsun kalbini koruyup muhafaza mı ederdin?

Kalpsizler, orijinal ismiyle “The Faint of Heart” Kerilynn Wilson’ın kaleme aldığı çizgi romandır. Genç Timaş etiketiyle okurla buluşan eserin çevirisini Barış PURUT, çizimlerini ise Hanin DAJANI üstlenmiştir. Bu çizgi roman, hayatın yoğun akışına kapılan, yaşamın hızına yetişemeyen ya da durup kalbinin içinden geçenleri hissetmeye zaman bulamayan, en önemlisi kalbini yoklayamayan herkese hitap eden harikulâde bir hikâye.

“Bilgin, kalbin çıkarılması ve hissizleştirici bir çözeltiye yatırılması durumunda her türlü derdin, kaygının ve öfkenin ortadan kalkacağını keşfetti. Ancak sadece olumsuz duyguları ortadan kaldırmadı. İyi duygular da yok oldu.”

Sizin Bir Kalbiniz Var Mı?

Kitabın kahramanlarından Doktor Bilgin, kalbinizi aldırdığınızda tüm üzüntü, endişe ve öfkenin yok olduğu bir yol keşfeder. Ancak bu yöntem iyi duyguları da yok etmeye başlar ve çok geçmeden hastanenin kapısında kuyruklar oluşur. Kitabın ana kahramanı June ise ailesi ve arkadaşları arasında hatta okulunda kalbini aldırmamış tek kişi! Şaşırdınız değil mi?

Hikâyede yaşayan insanlar sahiden de kalpsiz. June haricinde bölgede yaşayan herkes ameliyatla kalplerini aldırır ve cam fanus içerisinde özel bir sıvıyla birlikte saklanmasına onay verir. Bütün kalpler cam fanusta ve Tabularium olarak adlandırılan özel bir binada, kişiye özel kodlarla birlikte saklanır. Fakat bir gün haberlerde o fanusların birileri tarafından çalındığı ve Doktor Bilgin’in ise ortalıkta görünmediği söylenmeye başlar. Ortaya çıkan söylentiler üzerine yetkililer ortadan kaybolma gibi bir durumun olmadığını belirtse de durumla alakalı herhangi bir açıklama yapmamış olan doktorun sessizliği, “Haberler gerçek olabilir mi?” sorusunu akıllara düşürür.

Sarının Gizemi

Çizgi romanın sayfalarında gezinirken siyah-beyaz renklerin arasında sarı renkli kazak ve mont ile beliren June’un üzerindeki kıyafetin renginin sarı olmasının bir anlamı var mıdır sizce? Edebiyat tarihinde kelimelerin anlamlarıyla oynayan ve büyülü gerçekliğin dehası olarak bilinen Jorge Luis Borges, elli yaşından sonra genetik bir rahatsızlıktan ötürü görme yetisini kaybeder. Borges’e bir röportajında onlarca soru arasından, “En sevdiğiniz renk nedir?” sorusu sorulur. Borges, sarı cevabını verir. Sebebini sorduklarında ise “Çünkü yalnızca sarıyı görebiliyorum,” diye yanıtlar. Sarı rengin herkesçe görülebilen sihirli ve gizemli bir renk olduğunu söyleyebilir miyiz? Tıpkı görme engellilerin arasında olduğu gibi. Kalpsizlerin arasında da kalbinin varlığıyla görülebilen tek renkli; sarı kazak ve montlu June!

               Adım Adım Maceraya Doğru

June, ablası Maya’yı çok sevmekte ve onunla vakit geçirmekten keyif almaktadır. Maya, kalbini aldırmadan önce evinin yakınındaki serada bitkiler yetiştirir ve yetiştirdiği bu bitkileri hem çizip hem de çizimleriyle birlikte kataloglamaktadır. Lakin kalbini aldırdıktan sonra bir daha seranın kapısını açmaz. Oysa June’a çizim yapmayı sevdiren ve June’un çizdiği her bir eseri inceleyerek kendisine yol gösteren de ablası, Maya’dır.

 June, bu değişim sonrasında kendisini çok yalnız hisseder çünkü evde kalbi olan tek kişi kendisi kalmıştır. Çalınan kalp haberlerde yer edinirken June, bütün bu olanları sorgular. Ancak bununla birlikte derslerini idare edemeyerek sekteye uğratır. Bunun üzerine ailesi onun da kalbini aldırması gerektiğini düşünür ancak June aynı fikirde değildir. Hastaneye gider ve sadece kalbini aldırmış izlenimi verir. Ailesinin kalp ameliyatından sonraki değişimi, özellikle ablasının değişimi sebebiyle üzgün olan June, yolda bulduğu kalbin ablasına nakil edilip edilemeyeceğini düşünmeye başlar ve Bilgin'i araştırmaya karar verir. Bu durum sonunda Doktor Bilgin’i bulup her ne şekilde kalpleri aldıysa aynı şekilde yerine geri koymasını isteyecektir. Kalbini aldırmasına rağmen yeniden hissetmeye başladığını söyleyen Max ile tanıştığında, June sandığından daha büyük bir sorun olduğunu anlar ve tüm insanlığı kurtarmak için Max’i ikna ederek birlikte maceraya atılırlar.

“Ben de kalbimi sevdiğim insanları kurtarmak için veririm.”

June’un Doktor Bilgin’e ulaşma macerası, yolda cam fanus olduğunu sonradan fark edeceği bir koliyi tekmelemesi, Max ile yollarının kesişmesi, bütün bölgenin kalbini taşıyan Tabularium’a birlikte gizlice girmeleri, kütüphanede konu ile ilgili araştırma yapmaları, Doktor Bilgin’e ulaşmaları ve neden böyle bir buluş yaptığını öğrenmeleri, kalp nakilleri için fikirden geri dönüş çabaları ve tüm bunların çizgisel dokunuşları… Derin çizimlerle roman tadında anlatılmış olması Kalpsizler’i değerli bir eser hâline getiriyor.

Kalpsizler, duygularımızı yaşayabilmek, hissedebilmenin kıymetini bilmek ve taşıdığımız kalbin değerini anlatmak için sizi sayfalarının arasına çağırıyor. Birlikte gidelim mi?