HAYALET PORKY

Yazar: Ümmiye Karatay Dikmen

Çizer: Zahide Ş. Kubat

Editör: Meliha Akkürek

Şef Editör: Behice Kavak

Hayalet Porky uyandığında hiç keyfi yoktu. Burnu contası bozuk çeşme gibi akıyordu.

Oysa bugün için ne hayaller kurmuş, kurnazca planlar yapmıştı. “Of! hasta olmak çok kötü. Hemen iyileşmeliyim,” dedi büyük bir hırsla.

Porky şaka makinesi gibi şakalar uydurmaya bayılırdı. İnsanların eşyalarını saklamak, eşyaların yerlerini değiştirmek, kedilerin kuyruğunu çekmek en sık yaptığı şakalardandı. Yaptığı şakalar çoğu zaman sadece onu güldürürdü. Kime şaka yapsa Porky’i görünce ya çığlık atarak kaçar ya da kardan adam gibi dona kalır etrafı çiş kokusu sarardı. Ama şimdi hastaydı ve şaka yapacak gücü kalmamıştı. Hâlbuki dün akşamdan beri planladığı şakaları yapmanın bir yolu olmalıydı. Aklına bir fikir geldi. Parmağını şaklattı. Ormana doğru yol aldı.

Büyücü Christina her derde deva bulan aktarlar gibiydi. Şişe dibi gözlükleri ile büyük ansiklopedilerin içinde kaybolur, okuduğu tariflere göre türlü türlü otlarla iksirler hazırlardı.

Porky ahşap kapının tokmağını tak tak diye vurunca kapının gıcırdamasıyla açık olduğunu fark etti. İçeride kimse yoktu. Porky, Büyücü Chiristina’nın iksir hazırlamak için ormana gitmiş olabileceğini düşündü. Beklemesi gerekiyordu. “Offf beklemek çok sıkıcı!” diye mızırdandı. “Pekâlâ, etrafa göz gezdirebilirim,” diye düşündü. Karşısındaki tozlu rafın üzerinde duran dev gibi büyük ansiklopediyi görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. İncelemek için kucağına aldı. Oldukça ağırdı. Taşımakta zorlanınca pat diye yere düşürdü. Sayfaları odanın her tarafına dağıldı. Porky sayfaları duvarlara yapıştırırsa daha güzel olacağını düşünerek tüm sayfaları pütürlü duvara yapıştırdı. O sırada burnunu tarçın kokusu gıdıkladı. Koku arkasındaki ocaktan geliyordu. Suyun içinde tarçın ve çakıl taşları fokur fokur kaynıyordu. İçine raftaki kavanozlardan birer tutam kuru ot kattı. “Benden çok iyi büyücü olur,” dedi munzurca gülerek. Ocağın yanında duran kâsedeki yemyeşil otlarla yapılmış iksiri görünce, “Belki beni iyileştirecek iksir budur,” deyip üç yudumda içiverdi. İksiri yutmasıyla beraber tüy gibi hafif vücudu ağırlaşmaya oval şekli alıp her yerine iğneler batmaya başladı. Sonra da küt diye yere yapıştı.

Ayağa kalkıp aynada kendine baktığında kuyruğu ve vücudundaki tüyleri görünce çığlığı bastı. “Olamaz! Kediye dönüşmüşüm.”

“Şimdi ne yapacağım” dedi umutsuzca. Annesi gözünün önünde canlandı. Parmağını sallayarak bilmediğin şeyleri yeme diye sık sık tembihlerdi. Keşke diye iç çekerek boynunu büktü. Bu şekilde Hayalet Okulu’na da gidemezdi. Ağlamaklı oldu. Düşünceler kafasında vagon gibi arka arkaya sıralanmıştı. Şimdi de aklına şaka yaptığı kediler geldi. Kuyruklarından çekip görünür olduğunda zavallı kedilerin tüyleri diken diken olur ciyaklayarak uzaklaşırlardı. Ya ona da bu tür şakalar yapanlar olursa? Of! Hiç komik değildi. Şimdi kendisi de bir kediydi. Havalanmak istedi havalanamadı. Duvardan geçmek istedi kafasını tosladı. Canı yanmıştı. “Eyvahlar olsun!” diye ciyakladı. Hayalet özelliklerini tamamen yitirmişti.

Dışarıya çıktı. Ağaçta birbirine ceviz atarak oyun oynayan sincapları gördü. Yüzlerine bakarak “Miyavuu!” diye yardım istedi. Sincabın biri cevizi Porky’e fırlattı. Ceviz porky’in başına “tak” diye düşmesin mi? Sincaplar kıkır kıkır kıkırdadılar. “Hiç hoş değil, canım yandı,” dedi Porky kafasını eğerek. Aklına yaptığı şakalar geliyor pişmanlığı ter gibi yüzünden süzülüyordu.

Tam o sırada ıslık sesi duyuldu. Büyücü Christina elinde ot dolu sepeti ile ormandan geliyordu. Porky maratona çıkmış gibi koşarak yanına gitti. Patilerini birleştirip havaya kalkarak “Bayan Cristina, lütfen beni affet. Biraz hasta gibiydim. İyileşmek için sana gelmiştim. Seni beklerken dayanamadım, etrafı izin almadan karıştırdım, hazırladığın iksirin tadına baktım, kediye dönüştüm. Lütfen beni eski hâlime getir!” diye yalvardı.

Büyücü Christina, “Pişmanlığından dersini aldığın belli Porky. Seni eski haline getirmemin tek şartı var, odayı eski haline getirmen,” dedi parmağını sallayarak. Porky kabul etti. Patilerinin yardımıyla odayı toplamaya başladı.

Büyücü Christina yorulmuş olsa gerek uykuya dalmıştı. Porky son kalan işleri yapıyordu. Elindeki tüyleri kavanoza koymak için büyücünün yanından geçerken Büyücü Christina’yı tüy ile gıdıklayıp uyandırmak istedi. Durdu, düşündü. Şaka karşılıklı bir şekilde komik olduğu sürece keyif vericiydi. Tüyü sessizce Büyücü Chiristina’nın burnuna uzattı. “Hapşuuu!”

Birlikte kıkırdadılar.