top of page

GÜNÜMÜZ TEKNOLOJİSİNDE DİL ÖĞRENMEYE GEREK VAR MI?

  • Yazarın fotoğrafı: behicekavakofficia
    behicekavakofficia
  • 18 Şub
  • 2 dakikada okunur

YAZAR: BEHİCE KAVAK

EDİTÖR: HANİFE SARI


İngilizce öğretmeni ve çevirmen olmamın bir sonucu olarak çevremden sık sık şu soruları alırım: Artık yapay zekâ çok gelişti. Dil öğrenmenin gereği kaldı mı? Birkaç yıla, çeviri yapmak için yapay zekâ yeterli olmayacak mı?

Ben bu meseleye, yaptığım mesleklerin bana kazandırdığı bakış açılarıyla cevap veriyorum. Dil öğrenmenin gerekliliğinin herhangi bir dönemde sona ereceğine inanmıyorum. Bunu anlayabilmek için dil öğrenmenin kişiye kazandırdıklarına bakmak gerekir. Dil öğrenmek temelde farklı milletlerden insanlarla iletişimi sağlamak içindir, evet. Peki, yalnızca bu mudur? Hep ne derler bilirsiniz: “Bir dil öğrenirseniz ikinciyi öğrenmek her zaman daha kolaydır.” Bunun sebebi nedir? Çünkü artık beynimizde yeni bir seviye açılmıştır. Dil öğrenmek yalnızca kelime ezberi yapmak ve dil bilgisi kurallarına hâkim olmaktan ibaret değildir. Yeterince pratik yaparsak artık o dilde düşünür, hatta rüyalarımızı bile o dilde görmeye başlarız. Bunun yanında, her dil, bir kültürdür. Büyüklerimiz boşuna, “Bir lisan, bir insan,” dememiştir. Öğrendiğimiz her bir dil aynı bedende bize yeni bir insan kazandırır. Yapay zekâ ile çok kolay bir şekilde başka dilde insanlarla iletişim kurabiliriz ama bize içimizde saklı o başka insanları kazandırabilir mi?

Gelelim çeviri meselesine. Yapay zekâ programları sayesinde hiç bilmediğimiz dillerdeki metinleri artık kolayca kendi dilimizde okuyabiliyoruz. Fakat bu yaptığımız yalnızca günü kurtarmak oluyor. İnsan duygularla yaratılmış bir varlıktır. Konuşurken kinayeler, kelime şakaları yapar hatta şive kullanır, metinlerimizde de farklı jargonlar deneriz. Biz çevirmenler ellerine yeni bir metin geldiğinde ilk olarak o metni baştan aşağı okur, hangi dönemde yazıldığına, yazarın kişiliğine, üslubuna, özellikle tekrarladığı kelimelere, yaptığı göndermelere bakarız. Eğer metin eski dilde yazılmış bir metinse onun çevirisi de eski dilde yazılmalıdır. Yazar karakterine şive yaptırdıysa çevirmen de yaptırmak zorundadır. Çeviri yaparken bazen en iyi bildiğimiz kelimelerin bile sözlükteki karşılığına bakarız çünkü o kelimenin bilmediğimiz bir sürü anlamı olabilir. Tüm bu çeşitlilikler insan olmakla ilgilidir. Bir makine, hele de zekâsı yapay olan bir makine tüm bunları yapamaz. Yapabilse bile bu bizi dil öğrenmekten neden alıkoysun? Hesap makinesi icat edildi diye matematik öğrenmeyi bıraktık mı?

Tüm bunları bir kenara koyalım. Mesleki açıdan ele almadan bir de yapay zekâ ile iletişim kurmanın işlevselliğini sorgulayalım. Dil insanları birbirine bağlar. Bu şekilde iletişim kurarız. Yukarıda da dediğim gibi dilin jargonları vardır, bazı kelimeleri kısaltarak kullanırız, dille mizah yaparız. Ana dili aynı olmayan iki insan hayal edelim. Bunlar her nasılsa arkadaş olmuşlar. Dil bilmeden nasıl samimi bir iletişim kurabilirler? Ellerinde telefon her söyleyecekleri cümleyi yapay zekâyla çevirerek ne kadar sürdürülebilir bir ilişki ortaya çıkar?

Uzun lafın kısası, teknolojinin yeniliklerinden elbette faydalanalım fakat yapay zekânın sadece işimizi kolaylaştırmasına izin verelim, bizi tembelleştirmesine ve ona bağımlı kılmasına değil.

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page