top of page

GÜNEŞ’İN KIZI

  • Yazarın fotoğrafı: Zehra Pountso
    Zehra Pountso
  • 18 Şub
  • 3 dakikada okunur

YAZAR: ZEHRA POUNTSO

EDİTÖR: AYŞE KEVSER CAN

ÇİZER: MELDA TOSUN



ree


Ahu, yeşil gözlerini kısarak gökyüzüne baktı. Etrafı saran yağmur kokusunu içine çekip düşünmeye başladı. Yürürken terliklerine yapışan ıslak kumlar kıtır kıtır ses çıkarıyordu. “Artık yeter! Günlerdir etrafı sarıp sarmaladı bu kara bulutlar, Güneş’i esir aldılar besbelli. Ben, Güneş’in Kızı, bu duruma son vereceğim!” diyerek ellerini beline dayadı. Bir kahraman pozu verirken rüzgâr altın saçlarını uçuşturdu.

 

Ahu, eve doğru koştu, avluya girip tavukları selamladı. Bir terliğini öne fişuuuv diğerini arkasına fişuuuv fırlatarak icat odasına seğirtti. Odadan uzun süre takur tukur sesler geldi. “İşte bu!” diyerek hortumlu, düğmeli bir çuvalla çıktı. “Güneş’in Kızı geliyooor!” diye bağırarak dışarı koştu. Tavukları selamlamayı ihmal etmedi. Meydana gelince büyük bir sırıtmayla bastı düğmeye. Klik. Hortumu gökyüzüne çevirdi, bir anda bulutların hepsi gelip hortumun içine girdi. Huuup. Ahu, çuvaldan gelen çığlıkları duyamadı ve gökyüzünde minicik bir bulut bırakmadı. Bulut Ana hariç.

 

O, bir dağın arkasında dinlenirken tüm bulutlar yok olmuştu. Kimsenin duyamadığı çığlıkları işitince gökyüzüne yükseldi. Ana yüreği işte. Bulutları göremeyince telaşla etrafa bakındı. Çığlık seslerini takip edince Ahu’nun, elinde değişik bir çuvalla avluya girdiğini ve tavukları selamladığını gördü. Yavrularının hapsolduğunu anlayan Bulut Ana iyice karardı. Büyüdü, büyüdü, büyüdü. Neredeyse gökyüzünü kapladı. “Şimşek Efendiii!” diye gür sesiyle bağırdı. “Buyur Bulut Ana!’’ diyerek geldi sağ kolu Şimşek Efendi. Bulut Ana’nın işaretiyle Ahu’nun icadını nişan alarak hızlıca çaktı. Ahu’nun icadından çaaat diye bir ses geldi. Kocaman kara bulutu gören Ahu’nun gözleri büyüdü, büyüdü, büyüdü. Panikle icadını çalıştırıp Bulut Ana’ya doğrulttu. Olmadı, Şimşek Efendi icadını bozmuştu. İçeri koştu. Birden şimşekler çakmaya, şiddetli yağmurlar yağmaya başladı. Bulut Ana çok öfkeliydi. Öfkesinden ağlıyor, yavrularının intikamı için yağmurlar yağdırıyordu. Ahu, günlerce evden çıkamadı. İcadını tamir etmeye çalışıyordu. İlk başta Bulut Ana’yı da çuvalın içine çekmeyi düşünse de buna gücünün yetmeyeceğini anladı. Ama bulutları özgür bırakmak için de icadının tamir olması şarttı.

 

Bir an camının tık tık tık tıklandığını duydu. Ahu, camı biraz açıp “Kimsiniz?” dedi. “Ah! Güneş’in Kızı, sen bize ne yaptın?” diye seslendi kiraz ağacı. Yeşil gözleri daha da büyüdü, yağmurdan yaprakları sararan ağaca baktı. “Şey… B-be-ben sadece sizi güneşe kavuşturacaktım. Şu koca kara bulut tüm planlarımı bozdu,” dedi Ahu. “İyi de Güneş’in Kızı, onu yapsaydın bu sefer de kirazlarım buruşur, yapraklarım kuruyup giderdi. Dalımda yuva yapan serçe anne yavrularına yem toplayamazdı. Tüm doğanın dengesi bozulurdu. Sal artık şu bulutları!” Ahu dışarıdaki tavukları görmeye çalıştı, göremedi. Oysa günlerdir avluda biriken suda havuz keyfi yapıyorlardı. Horoz, civcivlere yüzme öğretmişti. Tavuklar plaj kenarındaymış gibi keyif yapmıştı. Panikle dışarı koştu. Gördüğü manzara karşısında kalakaldı. Tavuklar kümesin içinde toplanmış pankart hazırlıyorlardı. Kümes kapısında ise “Grevdeyiz! Yağmur kesilmeden yumurta yok!” yazıyordu. Ahu’yu fark eden tavuklar dışarı fırladı: “Gıt gıt gıt gıdaaaak!” Civcivler kümeste ıslanan samanları dışarı fırlattı. Horozlar, tavuklar “Bulut Ana yağmur döker, çok ıslandık artık yeter!” yazılı pankartlarla slogan atmaya başladı. Ahu, suyun içinde terlikleriyle şlap şlup koştu. Büyükler çatılardan içeri sızan sularla mücadele ediyor, çocuklar selden kurtulmaya çalışıyordu. Sanki her yerden aynı ses geliyordu: “Bulutları sal Güneş’in Kızı!”

 

“Bulut Anaaa! Bulut Anaaa!” diye seslendi Ahu. Bulut Ana, ona doğru geldi, “İşte yakaladım seni, Güneş’in Kızııı!” Ahu korkudan titremeye başladı, kaçacak gibi oldu ama bacakları muhallebi gibi yumuşamıştı. “B-bu-bulut Ana… Ş-şe-şey…” diyerek kekeledi. “Kem küm etmeee, yavrularıma ilişen cezasını çekecek!” dedi Bulut Ana. Ahu, “Ne olur beni dinle, her şeyi eski hâline getirmeme izin ver. Günlerdir icadımla uğraştım ama olmadı, bulutları salmak için icadın tamiri şart. Acaba yine icadıma ş-şi-şimşek çaksan düzelir mi diye düşündüm. Ama s-sa-sadece icadıma!” diye izah etmeye çalıştı. “Sana niye güvenecekmişim? Ne malum beni de icadına hapsetmeyeceğin?” diye gürledi Bulut Ana. Sanki gittikçe büyüyor, büyüdükçe kararıyordu. Ahu, icadını ortaya çıkardı ve “Benim sana gücüm yetmez, z-za-zaten ben dersimi aldım, doğanın dengesini bozarak kötülük ettim,” diyerek iç çekti. Korku ve heyecandan hıçkırmaya başladı, “Hem tavuklarım benden bir şey isterse onları asla ikiletmem! Hıks! Hıks!”

 

Bulut Ana, Ahu’nun yeşil gözlerine baktı, düşündü. Ana yüreği yumuşadı, merhamet etti. “Şimşek Efendiii!” diye seslendi. Rengi kapkaradan yavaş yavaş griye dönmeye başladı. Gök yarılırcasına gürledi, Şimşek Efendi icadı hedef aldı. İcat, çaaat diye bir ses çıkardı, homurdandı durdu. Ahu hemen düğmesine bastı. Hortum, uğultuyla tüm bulutları dışarı üfledi. Bulutlarını gören Bulut Ana’nın gözyaşları durdu, rengi gittikçe daha çok açıldı. Minik minik bulutlar kıkırdayarak gökyüzüne yükseldi. Bulut Ana tekrar eskisi gibi bembeyaz, pamuk gibi oldu. Ardından Güneş göz kırptı, mavi gök sanki beyaz boncuklarla süslenmişti. Güneş’in Kızı Ahu, “Bunu da atlattık!” diyerek evine doğru sevinçle yürüdü. Avluya girdiğinde tavuklarının eskisi gibi gezindiğini gördü. Kümesin önünde kırmızı fiyonklu bir sepet yumurta, üzerinde de bir not vardı. “Günün anısına ilan ediyoruz. Artık her yıl bugün, Kümes Hayvanları Doğal Yaşam Hakları Günü’dür. Yaşasın Güneş’in Kızı!”


 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page