top of page

GÖKYÜZÜ CETVELİ

  • Yazarın fotoğrafı: Serap Doygun
    Serap Doygun
  • 20 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur

Yazar: Serap Doygun

Editör: Hava Yıldırım

Şef Editör: Behice Kavak


ree

“Teyzem yaptığımız bu muhteşem gök cisimleri maketine bayılacak. Hatta bunu bizim yaptığımıza inanmayacak.” dedi Süreyya sevinçle ellerini çırparken. Hasan maketi büyük bir dikkatle taşıyordu. Arada bir kafasını maketin üzerinden uzatıp takılıp düşmesine sebep olabilecek bir taş var mı diye bakıyordu. “Tek başına yapsaydın kesinlikle bir hata olurdu. Benimle yaptığın için kusursuz olduğuna eminim.” diyerek karşılık verdi. Süreyya gözlerini devirdi, “Anlamıyorsun!” diye diretti. “Meryem el-Usturlabi’nin yeğeni olmak büyük sorumluluk.” Göğsünü kocaman şişirip derin bir nefes bıraktı Hasan, “Teyzen bile Meryem el-Usturlabi olmayı bu kadar önemsemiyor Süreyya!” dedi. Ellerini yukarı kaldırıp mavi çiçekli eteğini savura savura kendi etrafında döndü Süreyya, “Evet, çünkü benim bir hayalim var. Ama teyzemin yok!” karşılığını verdi. Tek kaşını kaldırmış sorgulayan gözlerle bakıyordu ona arkadaşı, “Neymiş hayalin?” diye sordu şüpheyle. Süreyya hiç bekletmeden cevapladı. “Hayalim, onun vefatından sonra teyzemin usturlap atölyesini devam ettirebilmek. Halep’in bu tozlu sokaklarından tüm dünyaya teyzemin tasarladığı usturlapları ve onun adını ulaştırabilmek…” Hasan şüphe etmekte ne kadar haklı olduğunu düşündü. Ona göre arkadaşı yine yıldızlar arası yolculuk yapmıştı. Tabii ki parıl parıl parlayıp kendisinden başka şeylerin görülmesini engelleyen hayal yıldızına demir atmıştı. “Süreyya ayaklarını yere mi bassan acaba? Bırak şimdi dünyaya açılmayı! Yalnızca bugünkü hedefimizi düşün. Hedefimiz, maketimizi teyzene beğendirmek!” dedi Hasan. Süreyya pes etti. Neredeyse tüm çocukluğunu birlikte geçirdiği arkadaşını çok iyi tanıyordu. İnatçının tekiydi. Ayrıca biraz fazla gerçekçiydi. “Of! Bununla da hiç hayal kurulmuyor!” diye mırıldandı sessizce. Hasan’a döndü, “Peki, tamam!” diyerek ayaklarını atölyeye doğru sürükledi.

Süreyya, “Teyzeciğim yeni maketimiz nasıl olmuş? Gök cisimlerinin birbirlerine uzaklıklarına bile çok dikkat ettim.” deyince Hasan araya girdi. “Ettik demek istedin herhalde Süreyya? Hani birlikte yaptık ya!”

Meryem el-Usturlabi, “Muhteşem olmuş çocuklar! Bu atölyenin maket ustası sizsiniz. Çalışkanlığınızla gurur duyuyorum. Ben de sizin yaşlarınızdayken rahmetli babamdan bir şeyler öğrenebilmek için hiç peşini bırakmazdım.”

“Teşekkür ederiz teyzeciğim. Rica etsem dedemi ve atölyesini tekrar anlatır mısın?”

Meryem el-Usturlabi başladı anlatmaya. “Babam Kûşyâr el-Cîlî, günümüze ulaşan en eski usturlabı yaptığı bilinen Bastulus’un çırağıydı. Bastulus, Bağdat’ta tanınmış bir usturlap ustası ve bilim insanıydı. Babam ustasını her zaman kıymetle anar, onun ne kadar gayretli biri olduğunu anlatırdı. O bu atölyede usturlap yaparken, ben hep onun bir adım arkasında olurdum. Küçücük boyum ve minik ellerimle, kullandığı o ilginç aletleri merakla inceleyişimi dün gibi hatırlıyorum. Babam çok zeki olduğumu ve ayrıca el becerimin de usturlap yapmaya yatkın olduğunu söylerdi. Ancak usturlap yapmak için yalnızca el becerisinin yetmeyeceğini bilirdim. Bu yüzden matematik ve astronomi üzerine uzun yıllar çalıştım. Babamın vefatından sonra da atölyesini çalıştırmaya ve usturlaba yeni eklemeler yaparak onu daha da geliştirmeye odaklandım.”

Hasan, yeniden araya girdi. “Ne gibi eklemeler hocam?”

“Mesela benim yaptığım usturlapla gök cisimlerinin yüksekliğini ölçebildik. Güneş’in doğuş ve batış saatlerini tespit edebildik. Dolayısıyla namaz vakitlerimizi de kolaylıkla düzenlemiş olduk.

“Peki dedemin vefatından sonra atölyeyi tek başına idare etmek zor olmadı mı?”

“Ne kolay ki bal kızım! Bir süre çalışmalarımı burada sürdürdüm ama sonra geri çeviremeyeceğim bir davet aldım. Uzun yıllardır verdiğim emeklerin karşılığını alıyordum. Halep Emir’i Seyfüddevle beni sarayına çağırdı. Çalışmalarımı takip ettiğini, beni takdir ettiğini söyledi. Sarayında benim için bir atölye hazırlattı ve emrime çalışanlar verdi. Bu durum işlerimi biraz daha kolaylaştırdı.”

“Teyzeciğim, ne kadar güzel günler yaşamışsın! Benimse geçen gün moralim çok bozuldu. Hasan durduk yerde bana, ‘Mucit yeğeniyim diye havaya girme, usturlabı teyzen değil, Yunanlılar buldu,’ dedi.”

“Durduk yerde mi?! Acaba sen körebede yenilince mızıkçılık yapıp herkese, ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?’ diye bağırdığın için demiş olabilir miyim?”

“Tamam çocuklar, tartışmayın! Hasan doğruyu söylemiş. Usturlabı Yunanlıların bulduğu gerçek. Zaten usturlap Yunanca ‘aster’ ve ‘lambonein’ sözcüklerinin birleşimiyle oluşturulmuş, ‘yıldız yakalayan’ anlamına gelen bir kelime. Ama onların buldukları ile bizim bugün kullandığımız arasında dağlar kadar fark var. Biz 8. yüzyılda İslam dünyasında usturlap yapımına yardım eden ilk Müslüman olan Muhammed el-Fezârî’den devraldığımız bayrağı ileriye taşımanın derdindeyiz.”

“Teyzeciğim, usturlabın şekli bana bir şeyi hatırlatıyor gibi ama tam da çıkaramıyorum. Sence bu şekilde olmasının bir anlamı var mı?”

Hasan, “Bunu bilmiyor olamazsın!” diye tepki verince Süreyya Hasan’a ters ters baktı.

“İlahi tatlı kızım, güldürdün beni! Elbette şeklinin bir anlamı var. Usturlap askı kadran sistemiyle dik olarak taşınabilen bir araç. Aslında gök küresinin düzleme aktarılmış hâli. Usturlabı oluşturan her dairesel diskin kendine ait bir görevi var.”

“Hocam, sizce usturlap ile şimdiye kadar yapılmış en büyük keşif nedir?”

“Hımm, bir düşüneyim bakalım. Sanırım beni en çok heyecanlandıranı buldum. Ebu Abdullah Muhammed el-Battâni’nin usturlap ile bir Güneş yılını 365 gün 5 saat 46 dakika 24 saniye olarak ölçmesi.”

“Peki usturlap ile başka neler yapabiliyoruz, teyzeciğim?”

“Usturlap zamanla ilgili problemlerin çözümünde kullanılan bir alet. Ayrıca Güneş’in ve yıldızların konumlarını belirlemede de yardımcı. Bunların haricinde Güneş’in veya bir yıldızın yüksekliğini bulmak için kullanıyoruz. Güneş’in veya başka bir yıldızın doğuş ve batış zamanını belirleyebiliyoruz. Bulunduğumuz yerden çok uzakta başka bir yerin yerel saatini hesaplayabiliyoruz. Usturlapla Mekke’nin konumunu bulabiliyoruz. Aslında birçok astronomi probleminin çözümü için gerekli olan matematiksel hesaplamalarda usturlabı kullanıyoruz.”

“Hocam, dün üzerinde uğraştığınız usturlabı bitirebildiniz mi?”

“Evet, bitirdim. Hadi gelin, size eklediğim yenilikleri göstereyim.”

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page