top of page

GİLA

  • Zeynep Yıldırım
  • 13 Haz 2024
  • 3 dakikada okunur

Yazar: Zeynep Yıldırım

Editör: Ayşe Şen Kocaman


ree

Eğer ortaokula başlamış, çocuklukla gençlik arasında kalmışsan bu hikâye seni ilgilendiriyor dostum. Ben Asiye Uyumluoğlu, sorgulamayı ve itiraz etmeyi severim. İsmim ve soy ismimin zıtlığı yüzünden mi bilmiyorum ama “ilk gençlik” yıllarım kedimin yumağı gibi karışık geçiyor. “İlk gençlik” dedim çünkü bize çocuk gibi davranmalarına isyan ediyorum. Çocuksun diye bazı şeylere izin vermiyorlar, sonra da büyüdün deyip sorumluluk veriyorlar. Bu gerçekten kafamı karıştıran bir durumdu, ta ki Gila ile tanışana kadar. Size o günü anlatayım.

Sıkıntıdan patladığım için babamın başının etini yiyordum. Kapının arkasından aniden “Canım sıkılıyor!” diye çıkıyordum. Elini yıkayacağı zaman sabunu saklıyor, babam yenisini çıkarmaya giderken aniden, “Canım sıkılıyooor!” diye önüne atlıyordum. Bunlar babamı epey yormuş olmalı ki mini bir opera denemesini kaldıramadı. Ben, “Canım sıkılıyoooooor!” diye bir ses kaydı yapıp hoparlöre bağlayınca, külahları değiştik. Bana başındaki bahçıvan şapkasını verdi ve bisiklet kaskımı aldı.

-        Asiyeeeee! Yeter artık! Bir işle uğraş, hem sıkı can iyidir, çabuk çıkmaz.

Ahh bu söz… Bu sözden her çocuk nefret eder. Ah pardon! Her “genç adayı” diyecektim. Eğer bu söze verilecek bir cevabınız yoksa konudan hızla uzaklaşmalısınız. Ben de öyle yaptım.

-        Baba yaa, şehir dışına çıkalım mı? Ben artık Anadolu değil (yaşadığımız şehrin adı Anadolu Şehri), baba dolu bir şehir görmek istiyorum.

-        Kızım arka bahçede “baba otlar” büyümüş. Madem külahları değiştik, al şu eldivenleri hadi bakalım marş marş!

Babam yine kendince espri yapmıştı. Hoş benim baba dolu şehir esprisi de mükemmel değil ama ne yapalım, babama çekmişim. Soğuk espri severim.

“Bisiklete binecektim yaa. Of!” diye ayak sürüyerek merdivenlerden inerken içimde kıpır kıpır bir duygu vardı. Bu duygunun sebebi, üst kata kadar gelen hanımelinin, bal gibi kokusu olabilir. Baharda bahçemiz cennetten bir köşe olur. Ama konumuz  bu değil. Yabani “baba” otları yolmaya başlamıştım ki “Camsıkılor!” diye bir sesle yerimden zıplayıverdim. Sesin geldiği yerde bir kuş vardı.

 

-        Bismillahirrahmanirrahim. Se-sennn… Konuştun mu?

-        Konuştum.

-        Ne! Sen kimsin, camsıkılor da ne?

-        Ben Gila, bir ağaçkakanım, canım sıkılıyor dedim ayrıca. Beni anlamışsın ama yanlış anlamışsın Asiye.

-        Bak seen! Beni mi dikizliyorsun sen? Hem adımı öğrenmişsin hem lafımı.

-        Kız sen çok komik bir çocuksun, seni izlemek için özel vakit ayırıyorum.

-        Ben çocuk değilim artık. On bir buçuk yaşındayım canım.

-        Ay şu büyüme özentisi yok mu! Büyüyünce de çocukluğunu özlersin.

-        Nereden biliyorsun?

-        Ben çocukluğumu çok özlüyorum. Oysa küçükken büyümeyi hayal ederdim. Olmayanı beklerken, olanı kaçırmışım.

-        Yani?

-        Bulunduğun her yaşın tadını çıkar. Kendi yaşından büyük olmayı hayal etmek, bir kedinin aslan olmaya çalışmasına benzer.  Kendi yaşından küçük davranmak da bir aslanın kedileşmesi gibidir.

Gerçekten etkilenmiştim, söylediklerine hak verdim. Bir cevap bulamadığımda ne yapacağımı biliyorsunuz.

-        Eeee… Nereden geldin Gila?

-        Ben bir çöl kuşuyum. Bir gün senin gibi yaşadığım yerden sıkıldım ve havalara düştüm.

-        O da ne?

-        Bir deyim.

-        Yollara düşmek olmasın o.

-        Ben bir kuşum Asiye, yollara düşemem. Bahçenizdeki kaktüsü çok beğendim ve kendime yuva yaptım.

-        Demek kaktüsümüzü deldin, umarım kurumaz çünkü babam onu çok seviyor.

-        Hayır akıllım, biz “Gila Ağaçkakanları” özel bir türüz. Sıcak çöllerde kaktüslerde yaşarız. Ben kaktüse hiç zarar vermeden yuvamı yaparım, bu benim uzmanlık alanım. Sizin evi seçmemin nedeni, hem kaktüs hem de sensin. Neşeli hâlin ilgimi çekti, seni tanımak istedim ve buraya yerleştim.

Gila, kafa karışıklığıma iyi geldi. Onunla konuşunca kendimi anlaşılmış hissediyor, çözümler üretebiliyorum. Canımın sıkıntısı da uçtu gitti. Çünkü yanına gidince boş oturmak ikimizi de memnun etmediği için bahçede çalışıyorum. Tuhaf ama buna bile isyan etmiyorum. Ne de olsa Gila gibi özel bir dost herkese nasip olmaz.

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page