top of page

Gelelim Fasulyenin Faydalarına

  • Rabia Nur Ballıoğlu
  • 18 Ağu 2024
  • 3 dakikada okunur

Yazar: Rabia Nur Ballıoğlu

Editör: Yağmur Karacan


ree

Mahallede oturmuş evin önünden gelip geçenlere bakıyorum. Arkadaki arsadan gelen cırcır böceklerinin sesi uykumu getiriyor. Hayalini kurduğum yaz bu muydu yani?

Arkadaşlarımın bir çocuğuna babası karne hediyesi bisiklet aldı. Şimdi hepsi iki sokak aşağıdaki geniş alanda bisiklet sürüyorlar. Ben de sordum babama, sormam mı? “Oğlum bu aralar iyi değil işler düzelsin alırım,” dedi.

Babam pazarcı fasulye satıyor. Haftada bir kez mutlaka fasulye yiyoruz. Yan binada kapı önüne oturmuş Ayşe teyze babamdan aldığı fasulyelerin uçlarını keserken Hatice nene, “Ayşeee, ha bunlar da mı Ayşe?” diye komik olmayan bir espri yapıyor. Ayşe teyze de “Yok nene bunlar Ayşe kadın fasulye değilmiş, Hatce kadınmış!” deyince ikisi bir kahkaha koyuveriyor. Böyle giderse mahallenin kadınlarını dinlemekten benim de espri anlayışım bozulacak. Acilen bir yolunu bulmam lazım şu işin.

Derken Ayşe teyzeden çok tuhaf bir şey duydum. Laf arasında gelelim fasulyenin faydalarına dedi. Ama fasulyenin faydaları hariç her şeyi anlattı. Hemen yanına gidip ne demek olduğunu sordum. Umarım şaka yapmadan cevap verirler yoksa ayıp olmasın diye gülmek zorunda kalacağım. Önce bir bana, sonra da birbirlerine bakıp güldüler. Ben de sabırla gülmelerinin bitmesini bekledim. -Ah guzumm! Sen gerçek sanmışsın. Bu bir deyim. Bu deyim gonuşulan gonunun dışına çıkıldığında gonuya tekrar geri dönmek için gullanılır. Yani mesela....

Aklıma on numara bir fikir gelmişti. Artık Ayşe teyzenin sesi boğuklaşmaya, gitgide duyulmamaya başladı. Zihnime gelen mükemmel fikrin sesinden onunkini duyamıyordum. Hemen Ayşe teyzeye teşekkür ettim. Fasulyeleri başka yerden değil, mutlaka bizden almaya devam etmesini söyleyip eve çıktım.

Öncelikle internetten fasulyenin faydalarına baktım. Harika, epeyce faydası varmış doğrusu. Hemen fasulyenin faydalarını anlatan broşürler hazırladım ve mahalledeki tüm binaların girişine yapıştırdım. Akşam babam gelince ona fasulyenin faydalarını sordum, bilemedi. Sadece “Çok faydalı oğlum.” demekle yetindi. Ya fasulyenin faydası bilinmeden fasulye satılır mı hiç!

Benim acilen bu işe el atmam gerekiyordu. “Fasulye satışını güncellememiz lazım babacığım.” dedim. Ona planımı anlattım ve artık onunla beraber çalışacağımı söyledim. Güldü ama kabul de etti. O gülüş biraz şey gibiydi ama neyse. Nasılsa yarın farkı gözleriyle görecekti. Hemen yeni broşürler yapmaya koyuldum. Bu kez işi daha da ilerletip broşürün en altına pazarın küçük bir krokisini ve babamın tezgâhını çizdim.

Ertesi gün pazarda kâh fasulyenin faydalarını bağırıyor kâh broşür dağıtıyordum. Hatta yazdığım akrostişi bile okuyordum.

Faydalarını bir duysan

Alırsın akıllıysan

Sindirime iyi gelir

Usulca yiyorsan

Lif kaynağıdır kendisi

Yemelisin böyledir diyetin iyisi

En az hafta bir kere al bolca c ve k vitamini

Beni görenler gülümsüyor ya videoya çekiyor ya da gelip fasulye ile beraber yanağımdan bir makas alıyordu. Müşteriyi kaçırmamak için makas müessesemizden esprisini içimden yapıp onlara tatlı tatlı gülümsüyordum mecburen.

İkindiye doğru pazar sakinledi, müşteri azaldı. İşte o zaman b planına geçtim. Broşürleri cebime koyup etrafta dolanmaya başladım. İlk hedef yaşlı teyzeler. Hemen torbalarını taşıyan bir teyzeye yetiştim. Torbalarına yardım etmek istediğimi söyledim. Mest oldu kadıncağız. Hemen başladı sohbete. Kaç yaşındasın? Kaça gidiyorsun? Derslerin nasıl? Bu klasik sohbetten sonra yeni bir soruya geçmeden önce hemen son kozumu kullandım.

“Gelelim fasulyenin faydalarına teyzeciğim.” dedim ve saymaya başladım. Yaşlanmaya karşı vücudu onarma ve yenileme özelliği olduğunu ve kalbe çok iyi geldiğini özellikle vurguladım. Kadıncağızın ağzı iki karış açık kaldı. Biraz daha açılsa takma dişleri düşecekti. Fasulye isterse onun için bir koşu alıp gelebileceğimi, babamla fasulye sattığımızı söyledim. Tebessüm edip yarım kilo istedi. Akşama kadar pazarda gezen insanlarla bir şekilde sohbet ediyor sonra birden gelelim fasulyenin faydalarına diye başlıyordum. Biraz gıcık olanlar olsa da çoğu fasulye satın aldı. Babamda hayretle beni izliyordu.

-Oğlum insanlara zorla fasulye aldırmıyorsun değil mi?

-Yok baba, olur mu öyle şey? İnsanlar fasulyenin faydalarını bilmiyorlarmış da o yüzden almıyorlarmış. Bir dahaki sefere fasulye tarifi broşürleri de yapacağım, belki yemeğini başka türlü severler. Tüm ihtimalleri düşünmek lazım.

Diğer pazarcılar beni çok sevmiş “Valla helal olsun Halil, senin oğlan fişek gibi!” diyorlarmış. Ben de daha çok gaza geliyor, koşturup duruyordum.

Gel zaman git zaman, pazarcılar gelip benden taktik istemeye, akrostiş yazdırmaya başladılar. Pazarda bana fasulye çocuk lakabını taktılar. Pazarcısından müşterisine neredeyse herkes beni tanımıştı. Sohbet edip şakalaşıyorduk. Yaşlı teyzeler benden hastalıklarına iyi gelen sebzelerin listesini istiyorlar, ben de hazırlayıp veriyordum.

Pazarda tüm bunları yaparken hem can sıkıntısından kurtulmuş hem de eğlenmiştim. Ayrıca insanları güldürdüğümde ve onlara faydalı olduğumda enerjiyle dolup taştığımı da fark etmiştim. Evet, fen kitaplarında yazmaz ama yenilenebilir enerji kaynaklarından biri de gülümsemek ve çalışmakmış

Bir ayın sonunda babam bana bir bisiklet aldı. Bisikletime kavuştum ama çalışmayı bırakmadım. Aksine terfi aldım. Nasıl mı? Bisikletle pazara gidiyorum ve meyve-sebze isteyenlerin alışverişini yapıp evlerine taşıyorum. Bir nevi kuryeyim yani. Bisikletli kurye. Evine fasulye sipariş etmeyenlere şöyle diyorum: “Gelelim fasulyenin faydalarınaaa!”

 
 

©2023, Recep Bilal Aksu tarafından kurulmuştur.

  • Instagram
bottom of page