DÜĞÜMLENEN HAYALLER
- Serap Doygun

- 18 Şub
- 2 dakikada okunur
YAZAR: SERAP DOYGUN
EDİTÖR: GÜLŞAH SARI
ÇİZER: ÖZLEM BACI

Kalbim, en sevdiğim kitabın resimlerine bakıyorken bile gümbür gümbür atar. Ellerim kalbime hiçbir zaman yetişemez. Hızlandıklarında sular dökülür, yemekler saçılır, oyuncaklarım odanın bir ucuna yuvarlanır. Okula giderken, servise binerken, sınıf gezisinde, alışveriş merkezinde… Ayaklarım ve ben, daima geride kalırız. Hayallerim, el ve ayaklarımdan bile daha yavaş. Onlar yaşlı bir kaplumbağaya benziyorlar. Hayal kaplumbağamla çimenlerin üzerine uzandığımda acele etmem gerekmiyor. Onunla hızlı yürümem, çabuk giyinmem, hemen yemem, bir an önce bitirmem gerekmiyor. Hayat bu ya, bazen hayallerimi hızlandırmak zorunda kalıyorum. O zaman da hep aynı şey oluyor: Kocaman bir hayal düğümü! Ellerimi ve ayaklarımı hızlandırmaya çalıştığımda ise hayal düğümünden daha da kötüsü.
Annemle babam, bana hiçbir zaman yalnızca adımla seslenmezler. Hih… Hih… Hih… Küçükken iki adım olduğunu sanıyordum, “Hadi Aslı.” Büyüdükçe bu kelimeyi çok sevdikleri için söylediklerini anladım. Kendimi çoğu zaman bir prenses gibi hissederim. Çünkü etrafımda her işi benim için halleden birileri mutlaka bulunur. Annem ayakkabılarımı bağlar, babam yemeğimi yedirir, babaannem kıyafetlerimi giydirir, servis görevlisi çantamı taşır… Arada bir, “Kendim yaparım!” demek isterim ama sonra tam da olması gerektiği gibi olan prenseslerin böyle yapmayacağını düşünüp vazgeçerim.
Fark ettim ki saatler de kalbim gibi çok hızlı hareket ediyorlar. Tik tak… Tik tak… Tik tak… Ya kovalamaca oynamayı çok seviyorlar ya da yavaşlamak isteseler de bunu yapamıyorlar. Ellerim ve ayaklarımın hızlanmak istemediğine eminim. Hayallerime gelince onlar tam da olması gerektiği gibi. Anneme saatlerin kovalamaca oynamayı sevip sevmediklerini soruyorum. O kadar çok işi var ki bilgisayarından başını kaldırmadan cevap veriyor.
—Saatler, zamanı takip etmek içindir. Onlarla oynama!
Babama saatlerin kovalamaca oynamayı sevip sevmediklerini soruyorum. O kadar çok işi var ki cep telefonundan başını kaldırmadan cevap veriyor.
—Bu kimin umurunda! Önemli olan doğru çalışıp çalışmadıklarıdır.
Artık emin olduğum bir şey var. Saatler yavaşlamak için benden yardım bekliyor. Düşünmeye başlıyorum. Hayallerim fikir yumurtlayan bir tavuğa dönüşüyor. Yapmam gereken şey onlara ninni söylemek mi yoksa onları iplerle bağlamak mı? Karar veremiyorum. Zor oluyor ama sonunda buluyorum. Evdekiler uyurken hepsini topluyorum. Pillerini çıkarıyor, fişlerini söküyor, alarmlarını kapatıyorum tek tek. Saatleri uykuya yatırıp ben de usulca annemle babamın arasına yatıyorum. Gurur duyuyorum hayallerimle, biliyorum onlar da duyacak. Yarın sabah, her zamankinden daha güzel olacak.