BİR DEFTERLE SİHİR YAPMAK
- Rabia Nur Ballıoğlu
- 20 Şub 2024
- 2 dakikada okunur
Yazar: Rabia Nur Ballıoğlu
Editör: Betül Bolat
Şef Editör: Behice Kavak

Bazen kazanda saatlerce iksirini kaynatmış fakat tarifi bir türlü tutmamış bir cadı gibi hissettiğin oldu mu? Ya da tüm kankaları parti yaparken kabuğuna çekilmiş bir salyangoz gibi? Yahut tüm sihir haklarını tüketmiş bir peri kızı?
Bazen işler yolunda gitmez, doğrusu belki ara sıra biz de yolda gitmiyoruzdur. Çiçek toplarken biraz uzaklaşmış olabiliriz. Belki de gördüğümüz bir patikanın nereye çıkacağını merak edip ters yöne yürümüşüzdür.
Bazen insanların seni hiç anlamadığını düşünürsün. İnsanların her şeyi anlayabileceğini bize kim söyledi ki zaten?
Ama anlamayan kişiler, arkadaşların hele de ailen olunca çok kırgın ve yalnız hissedebilirsin. Sanki bir sabah, birdenbire dilini bilmediğin, kimsecikleri tanımadığın bambaşka bir ülkede uyanmışsın gibi…
Bazen konuşmak istemezsin, kelimelerin kalbinin sırrıdır, saklarsın. Bazen istersin de konuşamazsın, tüm kelimelerin saklanır, bulamazsın. Bazı zamanlar vardır ki kelimeler; içinde birikir, birikir, birikir ve artık içeride hiç yer kalmaz. Patlayacak gibi hissedersin. Bazense sen bile kendini anlayamazsın. Üzerine çöken hüzün, tıpkı günlük güneşlik bir günde aniden bastıran yağmur gibidir.
Böyle zamanlarda zevkine göre pembe tüylü minnoş ya da siyah kapaklı alfa bir defter, yaralarını sarabilir. Ve tabii bir de kalem!
Yazmanın sihirli bir dünyadan gelmiş olabileceğini hiç düşündün mü? Evet, sihrimiz için malzemeler: Bir adet defter, bir adet kalem, duygulara bulanmış alabildiğine kelime.
Kelimelerimizi paylaşmadığımızda, duygularımızı sustuğumuzda onlar kalbimizde birikir ve zamanla kalbimiz yorulmaya başlar. Eğer senin de kelimelerin birikmiş, birikmiş ve içine sığamaz olmuşlarsa, son ders zili ile dışarı çıkmak için itişip kakışan çocukları aratmıyorlarsa böyle zamanlarda bir kalemin ucu, görünenden çok daha başkadır artık. Mürekkep yerine kelimelerini akıtır gövdesinden. Kelimeler aktıkça kalbin ferah, geniş bir salona benzer. Artık orada başka misafirler için de yer bulabilirsin. Dedim ya sihir gibi bir şey bu.
Kelimelerin kalbinin sırrıysa ve onları gizlemek istiyorsan bu deftere saklayabilirsin. Kelimelerini deftere sakladığın zaman da kalbinin kuş gibi hafiflediğini hissedeceksin. Dedim ya sihir gibi bir şey bu!
Kelimelerin gizlenmişse, bulamıyorsan eline kalemi aldığında ve yazmak için biraz çabaladığında, sözcüklerinin büyülü bir şekilde yavaşça yerlerinden çıktıklarını göreceksin. Hatta belki günler, belki haftalar sonra artık saklandıkları yerden çıkmalarını beklemen bile gerekmeyecek. Çünkü orada seni bekliyor olacaklar. Dedim ya sihir gibi bir şey!
Kelimeler arapsaçı gibi birbirine dolanmışsa, sen neden üzgün ya da kızgın olduğunu anlayamıyor, kendini bir türlü ifade edemiyorsan tıpkı kütüphanedeki kitapların türlerine göre bölümlere ayrılması gibi, yazdıkça birbirine karışan duygularını ayırıp kalbinin raflarına dizeceksin. Ve içindeki dünyayı daha iyi görebileceksin. Dedim ya sihir gibi!
Karışık duygu yığınları toparlanınca belki altından bir sürpriz çıkacak, hiç fark etmediğin bir özelliğini keşfedeceksin. Belki de bazı raflar boş kalacak, bazı eksikler göreceksin. Eksiklerini, hatalarını… Böylece bir şeyleri düzeltmen ve telafi etmen için bir fırsat doğacak.
Yazmak, kalbine biraz sihir katacak. Ve toparlayacak dağınık kalbini. Böylece kalbindeki mücevheri ortaya çıkarabileceksin. Eğer tüm kalbinle inanırsan…