BİR GÜNLÜK DÜNYA MACERASI
- Ümmühan Ülker Gürbüz
- 20 Kas 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Ara 2023
Yazar: Ümmühan Ülker Gürbüz
Çizer: Nurdan Yiğit
Editör: Nagihan Coşkuner
Şef Editör: Behice Kavak

“Bugün itibarıyla hayaletlerin dünyaya sürekli giriş çıkışını kapatıyorum. Her yıl on yaşına basan küçük hayaletler, perivasyonun belirlediği lokasyonlara gidip gelebilir ve onuncu yaş hediyesi olarak orada on saat kalabilirler. Dikkat! Dünyada yaptıkları her şeyden kendileri ve aileleri sorumlu olacaktır.”
Yaşlı Bilge hayaletin söylediklerini herkesi çok üzmüştü ama iyilik ve kötülük hayaletleri arasındaki savaşın kötü sonla biteceği belliydi. Herkes birbirinin gözünün içine bakıyordu. Bu kuralın çok saçma ve özgürlüğü kısıtlayıcı olduğunu söylemek istiyorlardı ama çocuklarına verilecek bu hediyenin de alınmasından çekindikleri için sessiz kalmayı seçtiler.
“Bugün itibarıyla onuncu yaşına giren tüm hayaletler bir adım ileri çıksın ve perivasyona basıp gidecekleri yeri görsünler.”
Nebula da on yaşına basmıştı. Bir grup çocukla birlikte öne çıkıp perivasyona bastığında karşısına kızıl saçlı ve çilli bir kız çocuğu çıktı. Ailesiyle vedalaştıktan sonra yeni bir keşif yolculuğuna hazırdı ama işler planladığı gibi gitmedi. Kötülük hayaletlerinden birisi perivasyonun ayarlarını değiştirince kendini evcil hayvan dükkânında yavru bir kedinin bedeninde buldu!
Nebula, dünyadaki on saatinin bu şekilde sabote edilmesinden çok evcil hayvan dükkânı diye bir yerin varlığına üzülmüştü. İnsanlar hayvanlar üzerinden para kazanmak için onları bu sıcakta bu korkunç kafeslerde mi tutuyorlardı? Bu korkunçtu! Neyse ki sonunda bir adam onu satın almıştı.
Adam, kediyi uzun kızıl saçları olan çilli bir kızın yatağına getirip, “Size bir armağan,” diyerek bıraktı.
Kız yatağa bırakılan armağana bakmak yerine elindeki kâğıda belli belirsiz bir resim çizmekle uğraşıyordu. Duyduğu miyavlamayla küçük bir çığlık attı ve kediyi hızla kafesten dışarı çıkardı. Nebula artık özgürdü ama hala kedi bedeninde ve işe bakın zaten gelmek istediği evdeydi.
“Ben Nebula, onuncu yaş günümde seninle ödüllendirildim ve hayalet ülkesinden beş saat on altı dakika için buraya gönderildim.”
Küçük kız kocaman açılmış gözlerle durup dışarı attığı kediye baktı. “Sokak kedileri aşkına. Hayalet ve kedi ödülü mü? Bunu okulda anlatsam kesinlikle deli olduğumu düşünürler.”
Sonunda kızın onunla ilgilendiğini gören Nebula heyecanla atıldı. “İyi ki doğdun Efsa! Ben bir iyilik hayaletiyim ve seni mutlu etmek için buradayım, demek isterdim ama maalesef senin yardımına ihtiyacım var.”
“Hiç şaşırmadım, hayaletin bile bana ihtiyacı var! Vay be, bir kedinin içine hapsolmuş bir hayaletsin ve işe bakın ki benim yardımıma ihtiyaç duyuyorsun. Hadi ama nerede senin düğmen? Belli ki oyuncak bir kedisin ve biri benimle dalga geçiyor.”
Efsa kedinin sağını solunu kontrol ederken Nebula ondan kıvrak bir manevrayla kaçtı ve nefes nefese kıza döndü. “Zaten sayılı saatlerim var, üstelik başıma gelmeyen kalmadı! Dünya cidden çok garip bir yermiş, burası için neden hayaletler dünyasında savaş çıktı hiç anlamıyorum.”
Kediyi en nihayetinde yakalayıp incelemeye başladı ama cidden hiçbir düğme ya da pil yoktu, üstelik kontrol ederken elini de tırmalamıştı! Aman Allah’ım bu gerçekten konuşan bir kediydi ve çok tuhaftı. Biraz korkmuştu ama neyse ki yanında önceden hazırladığı cesaret şerbeti vardı da onu içip korkusunu azaltabilmişti.
“Sokak kedileri aşkına! Senin için ne yapabilirim bilmiyorum ama cidden bir hayaletsin ve benim yardımıma ihtiyacın olması gururumu okşadı.”
Nebula, Yaşlı Bilge hayaletin söylediklerini hatırladı ve içi ürperdi. “Beni acilen kurtarman gerek ama nasıl yapacaksın bilmiyorum, son üç saatim kaldı!”
Efsa kediye yardım etmenin bir yolunu bulmaya girişti. Önce hayalet hikâyeleri anlatırsa korkup çıkar diye düşündü ama olmadı. Biraz karabiber verip hapşırmasını sağladı ama o da olmamıştı. En son çare biraz cesaret şerbeti bile içirdi ama yok, olmuyordu ve zaman git gide daralıyordu.
Son on beş dakika kalmış ve Efsa pes etmişti. Nebula eğer kedi bedeninden çıkamazsa gündüzleri insan, geceleri hayalet olarak yaşayacaktı. Olamazdı, o sadece hayalet olarak kalmak istiyordu! Hassas kalpler için dünya ne zor bir yerdi! Olan olmuştu, Nebula kedinin içinden kısa boylu, çekik gözlü ve oldukça esmer bir kız çocuğu olarak çıktığında saçları simsiyah ve şeftali kokan bu kız bedeni Nebula’yı çılgına çevirdi.
“Vay be, muhteşem görünüyorsun! İnsan-hayalet bir arkadaşım var çok havalı. Bir önceki doğum günümde, bir sonraki doğum günüm macera dolu olsun diye dilek tutmuştum ve bak, gerçekleşti!”
“Hadi ama buradan kurtulmam gerek hemen bir çare düşünmelisin!” Uzun bir süre düşündüler ama hiçbir şey bulamayınca son çare olarak fikir kumbarasından bir fikir çıkardı:
“Maceraya atılmaya korkma!”
“Buldum! Dünyaya bir kedi bedeninde geldin, bir kedi bedeniyle de dönmen gerek ama sanırım başka bir kedinin bedeniyle olması gerek. Bize kim yardım edebilir biliyorum: Kedili Basri Amca. Evinde binlerce kedi besliyor ve tam bir hayvan sever. İhtiyacımız olan şeyler, o kedilerden biri ve şu navigasyona benzeyen şey!”
“O zaman önce perivasyonumu evcil hayvan dükkânından almamız gerekecek,” dedi Nebula heyecanla yerinde zıplayarak.
Efsa’nın izin alması ve şoförü ikna etmesi biraz uzun sürdü ama neyse ki doğum günü kızını kimse üzmek istemezdi. Nihayetinde evcil hayvan dükkânında kalan perivasyonu alabildiler ama maalesef bozulmuştu. Tamir için gittikleri usta çok eski bir antika parça olabileceği için çocuklara inanmamış ve perivasyonu vermek istememişti. Nebula hayvanların satıldığı, kimsenin kimseye inanmadığı ve dahası hep dikkatli olması gereken bu dünyadan oldukça korkmuştu.
Neyse ki şoför yardımıyla perivasyonu alıp Kedili Basri Amcanın evine yola çıktılar. Basri amca onlara biraz kızılcık şerbeti ve zencefilli kurabiye ikram etti. Nebula kurabiyeleri o kadar beğendi ki tepsinin hepsini bitirdi. Olup bitenleri Basri amcaya tabii ki anlatmadılar zaten anlatsalardı da büyükler böyle şeylere pek inanmazlardı.
Saat on ikiye doğru bir tekir kedinin içine girip perivasyonu çalıştıracak ve Nebula hayalet ülkesine geri dönecekti. Her şey için Efsa’ya teşekkür etti. Efsa da ona hayatındaki en güzel ve en maceralı doğum günü için teşekkür etti. Kol saatlerini değiştirip sıkıca sarıldılar. Saat on ikiye geldiğinde at arabası bal kabağına dönüşmeden. Şaka şaka o başka bir hikâyedeydi. Nebula hayalet ülkesine vardı; Efsa da saatine bakıp fikir kumbarasına yeni bir fikir ekledi.
